Kongrenin büyük bankaları dağıtıp, mortgage ve benzer endüstrileri yeniden düzenlemekten Başka şansı yoktu. | Open Subtitles | والكونغرس لم يكن لديه خيار آخر سوى تحطيم المصارف الكبرى وتنظيم الرهون العقارية والصناعات المشتقة. |
Başka şansı olmadığını düşünmüştür. | Open Subtitles | حسناً , أظن أنّه إعتقد أنّه لم يكن لديه خيار آخر |
Başka şansı kalmadığına inanan Marvin de, oğlunu kaçırdı. | Open Subtitles | لقد إقتنع أنه ليس لديه خيار آخر قام " مارفن " بإختطاف الولد |
- Başka seçeneği olsaydı böyle bir riski almazdı. | Open Subtitles | لأنه لن يستطيع المجازفة إذا كان لديه خيار آخر. |
- Bizi ele vermez. - Başka seçeneği yok. | Open Subtitles | لن يبلّغ عنّا - لن يكون لديه خيار آخر - |
Aoki'nin bunu senden rica etmekten Başka seçeneği yok. | Open Subtitles | أووكي) ليس لديه خيار آخر) غير أن يطلب منك دفع الفدية |
Korkarım artık Başka seçeneği yok. | Open Subtitles | أخشى أنه لم يعد لديه خيار آخر |
Ama o bunu, başka bir seçeneği olmadığına inandığı için yapıyor. | Open Subtitles | لكنه يفعل هذا لأنه يشعر بأن ليس لديه خيار آخر. |
- başka bir seçeneği olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون لديه خيار آخر |
Çünkü onun Başka şansı yok. | Open Subtitles | لأنه لدي لديه خيار آخر |
- Başka şansı yok. - Bunu o yapmadı. | Open Subtitles | ليس لديه خيار آخر - إنّه لم يفعل هذا - |
Price'ın da seni yönetici yapmaktan Başka şansı olmayacak. | Open Subtitles | و(برايس) لن يكون لديه خيار آخر سوى وضعك مدير تنفيذي |
- Başka seçeneği olmadığını düşünüyormuş. | Open Subtitles | -حسناً، قال أنّه يشعر أنّ ليس لديه خيار آخر . |
- Başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديه خيار آخر |
Üstesinden gelebilir. Başka seçeneği yok. | Open Subtitles | ليس لديه خيار آخر |
Çünkü başka bir seçeneği vardı. | Open Subtitles | لأنّه كان لديه خيار آخر! |