Güzel bir çiçekçi dükkanı var Saint-Martin kanalı'nda. | Open Subtitles | لديه محل لبيع الزهور الجميلة بجوار قناة سان مارتان |
Kuzenimin Pico'da dükkanı var. Bilgisayar dükkanı. Onu ararım. | Open Subtitles | ابن عمي لديه محل في " بيكو " محل صيانة سأتصل به |
O kaçakçı değil baba. Onun gümrük dükkanı var. | Open Subtitles | انه ليس مهرب,لديه محل قانوني |
Shay Shane'in kaykay dükkânı var. | Open Subtitles | " شي " " شين " لديه محل ألواح تزلج |
Adamın Nice'de bir dükkânı var. Biliyor musun? | Open Subtitles | (بينكسيم) ذلك الرجل الذي لديه محل في (نيس)، أتعرفه؟ |
Küçük bir ayakkabı dükkanı vardı. Hiç paramız yoktu. | Open Subtitles | كان لديه محل أحذية صغير ولم يكن لدينا أي مال |
Onun donat dükkanı vardı. | Open Subtitles | ولقد كان لديه محل إعداد كعك |
Dördüncü kardeş Turner'ın, Bronx'ta lastik dükkanı var. | Open Subtitles | (تيرانس) في (نيوارك) لديه محل خردوات |
Carl'ın şehir merkezinde bir kuyumcu dükkanı var. | Open Subtitles | كارل) لديه محل مجوهرات فى ) وسط المدينه |
Bir çicek dükkanı vardı. | Open Subtitles | كان لديه محل ازهار |