Dinle, benim şeytani noel gecesi düzenlemekten daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | لدي أمور أفضل للقيام بها عن إعداد مؤامرة شيطانية لعشاء العيد. |
Belli ki Artie hâlâ tavır sergiliyor ve benim de, hastanede oturup küfür yemekten başka yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | لدي أمور أفضل لأفعلها عوضًا عن الجلوس في المستشفى والتعرض للإساءة |
Sana seksi olduğumu düşündürtmekten daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | نعم , لدي أمور لاعملها افضل من محاولة جعلك تفكرين بأنني جذّاب |
Şu an, sabah kahvelerini aldığın o tuhaf gazete bayiinin geleceği için endişelenmekten çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | لدي أمور أهم بكثير لأقلق بشأنها الآن أهم من مصير كشك الجرائد السخيف الذي تشتري منه قهوتك في الصباح |
Bana ölü bir kedi göstermeyi planlıyorsan yapabileceğim daha iyi şeyler var. | Open Subtitles | لو كُنت تخطط أن تريني قطة ميتة، لدي أمور أفضل بوسعي فعلها |
Şimdi izin verirsen, ilgilenmem gereken çok şey var. | Open Subtitles | والآن إذا لم يكن لديك مانع لدي أمور كثيرة تحتاج إلى معاملة |
Şu an endişelenecek daha önemli şeylerim var. | Open Subtitles | نعم, حسنا, لدي أمور أهم أقلق بشأنها حاليا. |
Gerçekten, oynayacak vaktim yok. Parlamento'da acil bir işim var. | Open Subtitles | حقا، ليس لدي وقت للعب لدي أمور عاجلة بالبرلمان |
Senin yanık evinin etrafında dolanmaktansa yapacak daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لدي أمور اهم لأفعله بوقتي الخاص من منزلك المحترق المخيف |
Yapacak daha iyi işlerim var. Onların da vardır eminim. | Open Subtitles | لدي أمور أفضل أفعلها وسيعتقدون ذلك أيضاً |
Ne istiyorsanız yapın. Benim yapacak işlerim var. | Open Subtitles | أنتم يارفاق أفعلوا ما تريدونه لدي أمور لفعلها , على أية حال |
Söyledim. Ryan'dan daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | قلت لكِ لدي أمور أهم أقلق عليها أكثر من رايان |
Avukatımla konuşuyordum. Uğraşmam gerek önemli işlerim var. | Open Subtitles | كنتُ أتحدث مع محاميّ لدي أمور تستوجب الانتباه |
İnan bana, yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | صدقيني ، لدي أمور عدة أفضل لأقوم بفعـــلها في وقتي |
İşin başından beri yapmanı istediğim başka şeyler var aklımda ve bunlar için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | منذ بدايتها كانت لدي أمور كثيرة في خاطري لتفعلها أموراَ أعتقدك مؤهلاَ بانفراد لممارستها |
Yapmam gereken şeyler var. Şimdi de bu işi çözmeliyim, değil mi? | Open Subtitles | لدي أمور علي القيام بها وسأفعل هذا الآن, مفهوم؟ |
Ama dikkatimi vermem gereken daha büyük şeyler var, gençlere öğretmenlik yapmak gibi. | Open Subtitles | أنه فقط لدي أمور كثيرة أهم لأركز عليها كتدريس هؤلاء الطلاب |
Üzerinde çalışacağım şeyler var işte biliyorsun. | Open Subtitles | لدي أمور يجب أن أعمل عليها تعلم |
Bir evde istediğim belli şeyler var. Biliyorum. | Open Subtitles | لدي أمور معينة أرغب بها بالمنزل |
Aklımda çok fazla şey var, düzgün düşünemiyorum. | Open Subtitles | لدي أمور تشغلني و لا أفكر بشكل سليم |
Çalılıklarda oyalanıp senin gibi küçük hergeleleri aramaktansa yapacak daha iyi şeylerim var. | Open Subtitles | لدي أمور أفضل للقيام بها عن أن أركض في البرية |
Bak, teklifin için minnettarım ama burada gayet güzel bir işim var. | Open Subtitles | أنا أقدر عرضك لكنني لدي أمور جيدة تسري هنا |
Fakat dürüst olursak, yoğun bir emek istiyordu ve yapacak başka işlerim vardı, inanır mısınız bilmem. | TED | لكن لأكون صريحا يارفاق، كانت تحتاج جهدا مكثفا وكان لدي أمور أخرى أقوم بها صدق أو لاتصدق. |