Ağaçların arasından çıkıp bana silah doğrulttu. başka şansım yoktu. | Open Subtitles | خرج من الأشجار يلوح بندقية، لم يكن لدي أي خيار. |
Susmaya devam edersen sana işkence etmekten başka şansım kalmayacak. | Open Subtitles | إذا استمريتي بإضاعة الوقت ليس لدي أي خيار آخر سوى تعذيبك |
Sıcak bölge tamamiyle tahliye edildikten sonra bombayı atmak dışında bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي خيار ساسقط القنبلة في أي لحظة منطقة العمليات أُجْلِيَت تماماً |
Fakat sonum onlar gibi olmayacak. Bunu kendime aşılamaktan başka bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي خيار آخر سوى أن أربط نفسي إليه |
Bizimle gelmenizi istemekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدي أي خيار إلا أن أطلب منك أن تأتي معنا |
Ciğerlerin etrafında sıvı toplanması demektir ve oldukça tehlikelidir ve sırtına iğneyi batırıp sıvıyı çekmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | إنه تراكم السوائل حول الرئة، و هذا خطير و ليس لدي أي خيار إلا أن أطعنك في ظهرك بهذا المحقن و سحب كل السائل منك |
Bakacak olursak pek bir seçme şansım yok, değilmi? | Open Subtitles | ... يبدو بأنه ليس لدي أي خيار ، أليس كذلك ؟ |
Daphne evleneceğine göre devam etmekten Başka çarem yok zaten. | Open Subtitles | صدقني، بسبب تزوج دافني ليس لدي أي خيار إلى أن أواصل حياتي |
İzak Rabin suikastından sonra başka şansım olmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | بعد اغتيال اسحاق رابين، أدركت انه لم يكن لدي أي خيار آخر |
Yapmak istemezdim ama başka şansım yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أود ذلك ولكن لم يكن لدي أي خيار آخر |
Siz de başka şansım olmadığını söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | وبعد ذلك سوف تخبرني بأني ليس لدي أي خيار |
Her gün güneydeki kenar mahalleleri gezerken çocuğu öldürmekten başka şansım olmadığı aklına gelmedi mi? | Open Subtitles | الم يخطر في بالك قط، يوما بعد يوم، أثناء بحثك في احياء الجنوب الفقيرة، انه لن يكون لدي أي خيار سوي قتل الصبي؟ |
Gerçekten ama! başka şansım yoktu, hayatım. | Open Subtitles | حقاً , لم يكن لدي أي خيار أخر , عزيزي |
Eğer Chi Soo restoranından ayrılmayı reddederse o zaman bunu kendim sonuna kadar götürmekten başka bir seçeneğim kalmaz. | Open Subtitles | ..لو تشي سو .. رفض مغادرة منزلك عندها ليس لدي أي خيار آخر سوى أن آهتم بذلك شخصياً حتى النهاية |
Biri sana gelip yardım edeceğini söylemiş olabilir, ama bir seçeneğim olsaydı bu şekilde yaşamak istediğime gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | قائلاً ان بإمكانهم المساعدة لكن أتعتقدين حقاً أني أود ان اعيش حياتي هكذا لو كان لدي أي خيار آخر؟ |
Onu bırakmanın dışında bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | و لم يكن لدي أي خيار الا لاطلاق سراحه |
Eğer inmeye çalışırlarsa, onları vurmaktan Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | و إذا حاولوا الهبوط فلن يكون لدي أي خيار غـير تـفجيـرهـم |
Tıpkı beni incittiğin gibi seni incitmek için ölü hatunlu o dehşet hikâyeyi uydurmaktan Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي خيار ما عدى إختلاق تلك القصة الجميلة عن فتاة ميتة لكي أؤذيك كما أذيتني |
Başka seçeneğim yoktu Alex. Bu yaptığım en boktan şeydi, anlıyorum ama mecburdum. | Open Subtitles | ليس لدي خيار, انه أسوء شيء أنا قد فعلته, أنا أعلم ذلك, ولكن لم يكن لدي أي خيار |
başka şansım yok. | Open Subtitles | إنه من العائلة, ليس لدي أي خيار. |
başka şansım yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي خيار |
Başka çarem yok. O bunu kişisel yaptı, tamam mı? | Open Subtitles | ليس لدي أي خيار آخر لقد جعلتها مسألة شخصية ، حسناً ؟ |
İznini feshetmekten Başka çarem yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي خيار سوى إلغاء تصريحك |