Peşinden koşmam gereken Bir sürü iş, geri vermem gereken milyonlarca şey var. | Open Subtitles | انا لدي العديد من الأمور فحسب لكي أجريها و ملايين الأشياء تحتاج للإعادة |
Evet. Zaten benim acelem yok. Burada yapılacak Bir sürü iş var. | Open Subtitles | لست في عجلة من أمري مازال لدي العديد من الأعمال لأقوم بها |
Kafamda Bir sürü fikir dolanıyor ama gerçekten ne düşündüğünü bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لدي العديد من الأفكار برأسي لكنني أريد أن أعرف مالذي تفكر به |
Ben söylemedim, ve önemli bu konu ile ilgili bir çok sorum var. | Open Subtitles | و لدي العديد من الأسئلة بخصوص هذا الموضوع الذي لن نجاوب عليه نحن |
Diğer genç insanlar gibi Pek çok hayalim ve planım vardı. | TED | و مثل أي من الأشخاص الصغار، كان لدي العديد من الخطط والأحلام. |
Jack, eğer Driscoll'un kuyruğuna basarsam bunun faydası dokunmayacaktır ansızın, uğraşmam gereken bir ton politik iş çıkacak. | Open Subtitles | جاك، لو تدخلت في شؤون دريسكول ولم يفلح الأمر سيكون لدي العديد من المشاكل السياسية لأحلها |
Bugün yapmam gereken çok şey var. | TED | لدي العديد من الأشياء للقيام بها اليوم. |
Yukarı gelebilir misin? Daha Bir sürü eşyam var. | Open Subtitles | هلّا ساعدتني بالأعلا لدي العديد من الأغراض بالأعلا. |
Hala yapmam gereken Bir sürü iş var. | Open Subtitles | حسنا، مازل لدي العديد من الأشياء من الضروري أن يتم عملها |
Her şey çok güzel. Bir sürü müşterim var. | Open Subtitles | كل شئٍ على ما يرام لدي العديد من الزبائن |
-Evet, Bir sürü erkek arkadaşım var. Bence, en iyisi böyle olması. | Open Subtitles | أجل, لدي العديد من العاشقين أعتقد أنه أفضل بتلك الطريقة |
Bir sürü okul bana tam burs vermişti ve hepsi yok oldu, birden bire. | Open Subtitles | كان لدي العديد من العروض بمنح كاملة لعدد من الجامعات ثم ذهبت كلها، لمجرد ذلك |
Bir sürü kısa süreli ilişkim oldu. | Open Subtitles | لقد كان لدي العديد من العلاقات القصيرة المدى |
'Çünkü içimden atmak istediğim Bir sürü şey var. | Open Subtitles | لأنّ لدي العديد من الأمور أريد أن أزيلها عن كاهلي |
İyidir. bir çok yere borç yazdırabiliyorum güzel bir dairem var. | Open Subtitles | لا بأس، لدي العديد من الحسابات بالآجل وشقة رائعة بالفعل |
Şimdi, size tavsiye edebileceğim bir çok... | Open Subtitles | الآن , لدي العديد من التوصيات , فيما يتعلق |
Rachel Teyze ve Waodani kabilesini ilk ziyaretimle ilgili bir çok hikayem var. | Open Subtitles | لدي العديد من القصص عن أول زيارة لي قمت بها للعمة رايتشل و للواداني |
İkincisi, beni ve hastalığımı bilen Pek çok yakın arkadaşım ve aile bireyim var. | TED | ثانياً لدي العديد من الأصدقاء و أفراد العائلة المقربين الذين يعرفوني و على علم بمرضي |
Ona sormak istediğim Pek çok soru vardı, ama sormadım. | Open Subtitles | لقد كان لدي العديد من الأسئلة أردت إجابة عليها، لكني لم أسأله |
Müziğin lehinde olan Pek çok görüşüm vardır. | Open Subtitles | لدي العديد من الدلائل على مشروعية الموسيقى |
Ansızın, uğraşmam gereken bir ton politik iş çıkacak. | Open Subtitles | سيكون لدي العديد من المشاكل السياسية لأحلها |
Anlatacak o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | أنظر، لدي العديد من الأشياء التى يجب أن أخبرك بها |