Bu benim işimde de genellikle kullandığım bir teknik, çünkü insanlar görüntülendiklerini bilmiyorlar. | TED | وهذا هو الأسلوب المفضل لدي في عملي لأن الناس لا يعلمون أنهم مراقبون. |
Kendimi ele vermeye geldim. Bagajımda parçalara ayrılmış bir fahişe cesedi var. | Open Subtitles | أنا هنا لكي أسلم نفسي لدي في سيارتي عاهرة مقطعة الى اشلاء |
Mücevherler kalenin 15nci katındaki kiralık depoda kilitli bir kutuda. | Open Subtitles | الكنز لدي في صندوق في احدى الخزانات في الشارع 15 |
Seni kırmak gibi bir niyetim yok ama mevkiini kullanman... | Open Subtitles | لا رغبة لدي في إهانتك، ولكن استدعاء فرق الرتب بيننا |
McKinley Lisesinin Batı Yakası Hikâyesi için olan bütçe var ellerimde. | Open Subtitles | لدي في يدي ميزانية عرض ويست سايد ستوري في ثانوية ميكنلي |
Düşünmem gereken bir sürü iş ve SAT sınavlarım var. | Open Subtitles | لدي في الواقع الكثير من العمل واختبارات التقييم لأفكر بها |
Tüm tablolar doğaları gereği soyut başladığı için ortada bir tartışma görünmüyor gibi. | TED | على اعتبار كل اللوحات تكون مجردة حين البدء فيها ولا يبدو هناك اشكال لدي في هذه الجزئية |
bir şekilde içimde başlamadan önceki hislerimin aynıları vardı. | TED | وبطريفة ما، شعرت بالأمر كأنه نفس لائحة المشاعر التي كانت لدي في البداية. |
Külotlarımı bir günden fazla giymek, tuvaletin kapağını açık bırakmak, ve tv'de istediğimi seyretmek istiyorum. | Open Subtitles | أستطيع لبس سروالي الداخلي أكثر من مرة لا مشكلة لدي في ترك غطاء المرحاض عاليا أشاهد ما أريد على التلفاز أحب حياتي يا أمي |
Mutlu bir hayat sürdürme kısmı benim için sorun değil. | Open Subtitles | انا لا امانع جزء السعادة الابدية ولكن المشكلة لدي في المواعدة |
İnsanlar bana baktığında bir çatlak görüyor bu normal buna alıştım. | Open Subtitles | الناس تظن إليَ وكأنني مجنون لا مشكلة لدي في ذلك، تعودت على هذا الأمر |
İsterdim, ama ritimcilerim hapse girdi. Biz bir kaç müzisyen ayarladık. | Open Subtitles | كنت لأفعل و لكن عازف الإيقاع لدي في السجن |
Dostum çok şanslı bir ibnesin. Bu günlerde bana dokunan tek kadın... | Open Subtitles | أنت رجل محظوظ للغاية، الفتاة الوحيدة التي لدي في هذه الأيام، هي... |
Liseden kalma bir tane cüzdanımda vardı ama süresinin dolduğundan eminim. | Open Subtitles | اعتقد أن لدي في محفظتي من أيام الدراسة لكني متأكد أنها انتهت صلاحيته سلمه لي |
Umarım içinizden birisi bir gün kan içinde benim acil servisime gelir sizi günlerce bekleteceğim. | Open Subtitles | أتمنى واحد منكما يصل لغرفة الإسعاف لدي في يوم ما و هو ينزف سأجعله ينتظر أياما |
Broşürde de var. Buralarda bir yerdeydi sanki. | Open Subtitles | هذا مكتوب في كراسة العروض أعتقد أنها لدي في مكان ما هنا |
Şahsen ben kendi adıma herkes görevini yapar, hiçbirşey ihmal edilmez onların yaptığı gibi herşey en iyi şekilde planlanırsa anavatanımızı savunup, bir tiranın tehdidinden sağ kurtulacağımıza olan inancım tamdır. | Open Subtitles | لدي في نفسي ثقة كاملة بأنه إذا قام الجميع بواجباته ولم يتم إهمال شيء وتم إجراء أفضل الترتيبات |
Hayır, sadece e-mailimde her gün baktığım 10,000 tane resim var. | Open Subtitles | لا في الواقع, شاهدتها من خلال ألاف الصور لدي في البريد |