O ve ahmak kafa arasında. Ben de kapatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | هو وذلك الأحمق ذو العين المائلة لذا اضطررت إلى إيقاف اللعب |
Köpekbalığı olan ana karakterimi öldürmek zorunda kaldım. | TED | لذا اضطررت ان اقتل شخصيتي الرئيسية في السلسلة .. سمكة القرش .. |
Arabada meyve vardı, o yüzden geri dönmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان معي فاكهة في السيارة، لذا اضطررت إلى العودة |
Bu yüzden sizi mayıs 2016'ya getirdim, ocak 2016'ya değil. | Open Subtitles | لذا اضطررت لإعادتكم إلى أيار 2016، لا كانون الثاني 2016 |
Biri annesinden çıkış yolunu bulamadı, böylece sezaryen iziyle yaşamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | بعض الاشخاص لايستطيعون ايجاد طرقهم بدون ماما لذا اضطررت الى تمزيق معدتي بقسم سي |
Sen son dakikada eklendin, ben de seni başka bir masaya almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | .. كنت مضافة في اللحظة الاخيرة لذا اضطررت ان اجلسك على طاولة اخرى لا بأس .. |
Yoluma çıkmaya çalıştılar ve ben de onları yoldan çekmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد حاولوا أن يعرقلوني لذا اضطررت أن أبعدهم عن طريقي |
Stan'in sınıfında görevliydim o yüzden sabah 8'de kalkmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ذهبت لأقرأ على فصل ستان بالأمس لذا اضطررت للاستيقاظ بالثامنه |
Yani son anda başka bir bebek bakıcısı bulmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا اضطررت ان اجد جليسة اطفال اخرى فى اخر دقيقة |
Elimde hiç nitrat yoktu. Onu da başka bir komşunun kalan eşyalarından almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لم تكُن لديّ نترات، لذا اضطررت لأخذه من جار آخر. |
Adam üzerime yürüdü. Kendimi savunmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اّتى الرجل للتهجم علىِ لذا اضطررت ان ادافع عن حياتى |
Ses çıkarmaya başladı ben de tamirciye götürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد بدأت في إصدار ذلك الصوت المُزعج قليلاً لذا اضطررت إلى إحضارها إلى المحل |
Büyüdüm ve bunu bırakmaya çalıştım ama aptal kız kardeşim boşandı ve ona yardım etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كبرت وحاولت الابتعاد عن ذلك لكن أختي الغبية تطلقت لذا اضطررت إلى مساعدتها. |
Anahtarımı unuttum, zilinizi çalmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد نسيت مفتاحي لذا اضطررت لقرع جرسك |
Annem hastalanınca enstütüye gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ...لذا اضطررت أن أنضم للمؤسسة عندما مرضت أمّي |
Ve ben de duş almak için ona gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا اضطررت للذهاب الى بيته، للاستحمام |
Kaçakken pek fazla paramız kalmamıştı, bu yüzden yapabileceğim her işi yaptım. | Open Subtitles | حسناً ، لم يكن بحوزتنا مالاً ريثما كنا نتفادى الإعتقال لذا اضطررت لأفعل أيّ شيء لأتدبر أمري |
Bilgi gerekiyordu bu yüzden güvenini kazandım. | Open Subtitles | كنت بحاجة لمعلومات لذا اضطررت لأن توليني ثقتك |