Bu yüzden, dekorasyonunu biraz değiştirebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه يُمكننا إعادة تزيينه قليلًا |
Ben de geniş ağa atarsam iyi olur diye düşündüm ve eski parlak meslektaşlarımızdan yardım istedim ve tahmin edin- | Open Subtitles | لذا ظننت أنه من الأفضل أن نبحث بشكل موسع و لقد طلبت من زميلة ألمعية سابقة |
Yerimi doğrulaman daha basit olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه من الأسهل لو أنك تأكدي مكاني |
Yemeğe çıkmaya vaktin olmadığını söyledin, ben de burada yiyebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | قلتِ أنه لا يمكنكِ الخروج للعشاء لذا ظننت أنه يمكننا أن نحظى به هنا |
Keşke birkaç senem daha olsaydı diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه لو تمكنت من شراء عامين إضافيين... |
"sesli tahta" gibiydin, ben de belki bunun karşılığını verebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه يمكنني أن أرد الجميل لا |
Ben de, seninle M.J.'i balık tutmaya götürebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه ربّما آخذك و(إم. جي) لصيد السمك. |
Evet, Red, yarın büyük açılışa gelemeyecek ben de bugün ona bir ön gösterim yaparsın diye düşündüm. | Open Subtitles | ريد) لن يتمكن من حضور حفل الإفتتاح الكبير غداً) لذا ظننت أنه يمكننا أن نقيم عرضاً صغيراً له |
Ve Lena'nın ailesinin de ev için yardımcı olduğunu biliyorum ben de araba yönünden olabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن والدان (لينا) ساعدكما في شراء المنزل لذا ظننت أنه يمكنني مساعدتكِ بشراء سيارة |
İlk randevumuzla uyumlu olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه المكان المناسب |