O yüzden cesedini parka götürdün sıradan uyuşturucu meselesi gibi gösterdin. | Open Subtitles | لذا فإنّك أخذت جثتها للحديقة، جعلت الأمر يبدو كصفقة مُخدّرات عشوائيّة. |
O yüzden öldürüp bilgisayarı çaldın. Ama bu şey seni ifşa etti. | Open Subtitles | لذا فإنّك قتلته وسرقته، ولكن كانت الدماء التي غطتك. |
Karın öğrense ne kadar mutlu olur tahmin bile edemiyorum O yüzden söylemeyeceğinden emin oldun. | Open Subtitles | لا أتصوّر أنّ زوجتك ستكون سعيدة لو اكتشفت ذلك، لذا فإنّك تأكّدت أنّها لن تعرف. |
O yüzden çocuğu onlardan birinin öldürmesine izin verdin. | Open Subtitles | لذا فإنّك تركت أحدهم يقتل الصبي. |
O yüzden onu aldın. | Open Subtitles | لذا فإنّك أخذته. |