Bu başarıyla, bundan sonraki büyük adımı atmaya Yani gerçek yollarda, gerçek bir araba geliştirmeye karar verdik. | TED | لذا مع هذا النجاح ، قررنا اتخاذ الخطوة التالية الكبيرة، لتطوير سيارة حقيقية يمكن قيادتها على الطرق الحقيقية. |
Yani İranlı biriyleyken sizi kaç kez öptüğüne bakarak kimin tarafında olduğunu anlayabilirsiniz. | TED | لذا مع الإيرانيين , تستطيع أن تعرف لأي جهة ينحاز ذلك الشخص على أساس عدد القبلات التي يقبلك إياها. |
Yani ne olduğunu anlayana kadar çoktan gitmiş oluruz. | Open Subtitles | لذا مع حلول الوقت الذي سيُدركوا فيه ما حدث سنكون قد رحلنا بفترة طويلة |
Yani bu kadar baskı ve iş yoğunluğu altında yaşamınız ve işiniz arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? | Open Subtitles | لذا مع كل هذا الضغط ...والعمل الكثير كيف تبقين التوازن ... بين العمل والحياة؟ |
Yani tüm bu aldatmaca sadece zaman kaybıydı. | Open Subtitles | , لذا مع كل هذا الخداع أضاعة وقت كامل |
Ama iyi tarafı yavaş, yavaş hissetmeye başladım Yani uzun bir fizik tedavi ve dualarınızla tamamen iyileşme şansım var. | Open Subtitles | ولكن الشيء الجيد هو .. أنني بدأت بالإحساس مجددًا لذا , مع الكثر من العلاج الطبيعي . |
Yani kim girdiyse terk etmedi mi? | Open Subtitles | لذا مع ذلك يجيئون ابداً لايغادرون |
Yani Majestelerinin Sidney yolculuğu için soluk sarı akasya çiçekleriyle bezeli beyaz organze bir elbise öneriyoruz. | Open Subtitles | لذا مع وصول صاحبة الجلالة إلى "سيدني" نقترح فستاناً أبيض من الأورغانزا موشّحا بأزهار الأكاسيا الصفراء. |
W7 uydusu Bauer Penticoff'ın kaçmasına yardım ettiği sırada güneybatıdaymış, Yani şansımız yaver giderse Jack'in tam yerini tespit edebiliriz. | Open Subtitles | القمر الصناعى دبليو 7 كان فى القطاع الغربى حينما ساعد "باور" "بانتيكوف" على الهرب لذا مع بعض الحظ سنكون قادرون على سحب البيانات التى ستساعدنا على ان نحدد موقعه بدقه |
Yani, Nisan'da sizin stoklarınızı.. | Open Subtitles | ... لذا , مع بداية شهر " أبريل " بإمكاننا أن |
Yani yüklü ödeme ile Madison, restoranını kurtarır. | Open Subtitles | لذا مع الدفعات، تنال (ماديسون) المطعم بدون أيّ دين. |
Yani bu tek kartlı bilgisayarlardan biri ile herhangi biri cihazı hackleyip kontrolü ele geçirebilir. | Open Subtitles | لذا مع شريحة حاسوبية كهاته أي شخص يمكنه الاختراق و التحكم بـ(جهاز التحكم المنطقي) |
Yani, birazcık veri kullanarak, kişilerin seçimlerini, ya da risk anlayışlarını ya da neyin peşinde olduklarını, neye değer verdiklerini, ya da isteklerini, veya diğer kişiler hakkındaki inançlarını, bulabilir ve anlayabiliriz. | TED | لذا مع شيئ بسيط من المدخلات نستطيع أن نحسب بالضبط ماذا يملك هؤلاء الناس من إختيارات , ما هي إختياراتهم التي سوف يأخذونها أو يقبلوها , ما الذي يسعون ورائه , ما الذي يقدرونه بالضبط , ما الذي يريدونه , وما الذي يعرفونه عن الناس الآخرين . |
Yani, diyorum ki Bay Bartowski'yi vurun ya da... | Open Subtitles | لذا مع هذا القول اقتل السيد (برتاوسكى) |
Yani Ben olduğu sürece, grubumuzun lideri bendim. | Open Subtitles | "لذا مع (بين) كنت قائدة مجموعتنا" |
Yani, hoşça kal. | Open Subtitles | لذا.مع السلامة |
Yani, elveda, Don! | Open Subtitles | لذا, مع السلامة يا (دون)ه |