Sizi ne kadar çok görmek istesem de burada göreceğimi tahmin etmezdim. | Open Subtitles | رغم انني كنت متطلع كثيراً لرؤيتكِ لم اتخيل ابداً أنني سأراكِ هنا |
Haftaya seni Akademi ödülleri'nde görmek için sabırsızlanıyordum fakat Dorothy Kilgallen'ın köşesinde katılmayacağını okudum. | Open Subtitles | كنت أتطلع لرؤيتكِ الأسبوع القادم في حفل الأكاديمية لكن قرأت مقال دورثي كيلجالين أنكِ لن تحضري؟ |
Her çarşamba ve cumartesi saat 3:00'te seni görmeye geleceğim. | Open Subtitles | وسآتي لرؤيتكِ كل يوم أربعاء وسبت بالساعة 3: |
Seni görmeye gelmezsem ömrümün geri kalanında bundan pişmanlık duyacağımı anladım. | Open Subtitles | أدركتُ بأنه في حالة لم آتي لرؤيتكِ فسأندم على هذا لبقيّة حياتي |
- seni gördüğüme sevindim, hepsi bu. - Dün gece görüştük ya. | Open Subtitles | أنا مسرورة فقط لرؤيتكِ ولكنكِ رأيتني البارحة |
Seni görmek için geri geldiğimde, durumu daha iyileştirir sanmıştım. | Open Subtitles | الرجوع لرؤيتكِ, ظننت أنه سيجعل الأمور أفضل. |
Seni görmek için 4500 km geldim ve şimdi tek başıma mı yatacağım? | Open Subtitles | لقد قطعت 3000 ميل لرؤيتكِ و سوف أنام هنا بمفردي ؟ |
Hayır, gitmiyorum. Seni görmek için şehrin yarısını geçtim. | Open Subtitles | لا , لن أرحل , لقد أتيت من آخر البلاد لرؤيتكِ فقط |
Buraya gelerek, hayatımı riske attım. Sadece seni görmek için. | Open Subtitles | أنا اخاطر بحياتى بتواجدى هنا, فقط لرؤيتكِ. |
Pek hoş şeyler yaşamamış olsak da, seni yeniden görmek çok güzel. | Open Subtitles | ،أتعرفين، برغم كلّ ما حدث فقد سررت لرؤيتكِ مجدداً حقاً |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama sizi görmek isteyen biri var. | Open Subtitles | آسف لإزعاجكِ لكن هناك شخص ما هنا لرؤيتكِ |
Buraya seni görmeye değil, paramı almaya geldim. | Open Subtitles | أنا لم آتي الى هنا لرؤيتكِ لكن للحصول على المال |
Tüm ev halkının, seni kaçak bir uşağı, kardeşin gibi memnuniyetle karşılamanı görmeye ihtiyacı yok. | Open Subtitles | لا يحتاج أهلُ البيت جميعاً لرؤيتكِ ترحبين بخادمٍ هارب، كما لو كان شقيقكِ |
Ve seni görmeye kimin geldiğini asla tahmin edemezsin. | Open Subtitles | لن تحزري مُطلقاً مَنْ قدم إلى هُنا لرؤيتكِ |
O dostumu hatırlarsın. Hani şu sürekli seni görmeye gelen. | Open Subtitles | في الواقع لقد ذكرّني بهذا الشاب الذي دومًا ما يأتي لرؤيتكِ. |
Başkan Hanım, Dünya Cumhuriyeti'nden bir elçi sizi görmeye geldi. Harika. | Open Subtitles | سيدتي العمدة ، مبعوث جمهورية الأرض هنا لرؤيتكِ. |
seni gördüğüme sevindim. Eğer kedilerini misafir odasına koyabilirsen... | Open Subtitles | حسناً، سعيد لرؤيتكِ إذا كان بإمكانكِ وضع القطط في غرفة الضيوف |
Ben... Sadece seni gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | لا شئ , فقط سعيدٌ لرؤيتكِ هذا كل ما في الأمر |
- Arkadaşının ceseti üzerinde feryat ettiğini görmeyi çok istiyordum. | Open Subtitles | كنت أشتاق لرؤيتكِ تبكين على جثة صديقتكِ لن يحدث ذلك أبداً |
Tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum. - | Open Subtitles | قضيت وقتاً ممتعاً لا أطيق صبراً لرؤيتكِ مرة أخرى. |
Eminim seni gördüğüne sevinecektir. | Open Subtitles | أنا واثقة من أنّها ستكون سعيدة لرؤيتكِ |
Şehir merkezine gel, seni bu gece görmem gerekiyor. | Open Subtitles | تعالى لوسط المدينة, أحتاج لرؤيتكِ الليلة |
Neyse. Sizi tekrar gördüğüm için çok memnunum, Sayın başkan. | Open Subtitles | أنا مسرور لرؤيتكِ مرة أخرى سيدتى الرئيسة |