Ve her zaman bunların hepsini birbirine bağlayacak daha iyi bir tuval arıyordum. | TED | وكنت دائماً أتطلع لأفضل وسيلة لربطها مع بعضها. |
onu olay mahaline bağlayacak hiç adli kanıtımız yok ve mazeretini yalanlayamıyoruz. | Open Subtitles | لا نملك أي دليل شرعي لربطها بموقع الجريمة لا يمكننا ننقد حجة غيابها |
Yani, hala onu bu vurulma olayına bağlayacak en ufak bir fiziksel kanıtımız yok mu? | Open Subtitles | إذاً فنحن لا نزال غير حاصلين على شيء واحد من الدليل الفيزيائي لربطها بحادثة إطلاق النار؟ |
Kablolar soyulmuş. Demek ki güç kaynağına bağlamaya hazırlanıyormuş. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يستعدّ لربطها بمصدر طاقي |
Anita Miller'ın bulunduğu yerle ilgili olayı otele bağlamaya çalışıyordum ki kredi kartı kayıtları onun dün gece La Fagio restoranında olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | حسناً، كنتُ أحقق في مكان تواجد (أنيتا ميلر) في محاولة لربطها بالفندق، إلاّ أنّ سجلاّت بطاقاتها الإئتمانيّة تُبيّن أنّها كانت في مطعم (لو فاجيو) الليلة الماضية. |
Gidip bağlayacak bir şey bulacağım. | Open Subtitles | سوف أحضر فقط شيئاً لربطها حسناً ؟ |