Asıl soru, eğer öğrenirsen onu durdurmak için ne yapardın? | Open Subtitles | السؤال المطروح هو إن عرفتَ أنتَ بذلك فما الذي ستفعله لردعه عن ذلك ؟ |
Onu yakaladığını gördüm ama durdurmak için bir şey yapamadım. | Open Subtitles | رأيته يأخذها، لكن لم أستطع القيام بشيء لردعه |
İkimiz onu bulmanın başka bir yolunu düşünürüz sonra da onu durdurmanın başka bir yolunu buluruz. | Open Subtitles | بوسعنا ابتكار وسيلة أخرى لإيجاده، ثم يمكننا إيجاد وسيلة أخرى لردعه. |
Onu durdurmanın bir yolu olmalı Belediye başkanı olmadan önce. | Open Subtitles | مؤكد أنه توجد وسيلة لردعه قبل أن يصبح العمدة |
Bu da demek oluyor ki Mystic Falls'da bir psikopat dolaşıyor ve içeride onu durdurabilecek bir tane bile vampir yok. | Open Subtitles | مما يعني أن ثمّة مختلّ طليق في (ميستك فولز) ومصّاصو الدماء غير موجودين لردعه. |
onu durdurma yolunu buldunuz gibi demek. | Open Subtitles | كلوي) وأنت تعتقدان أنكما) وجدتما طريقة لردعه |
onu durduracak bir IMF de olmayacak. Şimdi, ya şimdi ya asla. Brandt çantayı ver bana. | Open Subtitles | ولن نكون موجودين لردعه الفرصة مواتية، أعطني الحقيبة |
Bunu durdurmak için yeterince çabalamadığımı düşünüyor. | Open Subtitles | وترى أنني لا أفعل ما فيه الكفاية لردعه |
Onu bir daha evinde yakalarsan durdurmak için yapman gerekeni yap. | Open Subtitles | عندما تجدينه في منزلك مرة أخرى افعلي ما يتحتم عليك القيام به لردعه |
Demek istediğim, durdurmak için hayatınızı tehlikeye attığınız konu buydu. | Open Subtitles | أقصد أن هذا هو ما خاطرت بحياتك لردعه |
Bence düşüncesizlik elindeki gücü onu durdurmak için kullanmamak. | Open Subtitles | أظن أن الطّيش هو عدم بذل كل ما في وسعك... لردعه. |
O zaman onu durdurmak için ne icap ediyorsa, yaparız! | Open Subtitles | -حينها كلانا مستعدان للقيام بما يلزم لردعه |
Beni de öldürmeye çalışıyordu. Onu durdurmak için bir şey yapmam lazımdı. | Open Subtitles | كان يحاول قتلي فلزم عليّ فعل شيء لردعه |
Onu durdurmanın tek bir yolu var gibi gözüküyor, peki siz neden onu... | Open Subtitles | حيث لن يعود بإمكانه الوصول إلي لكن يبدو أن هناك طريقة واحدة فقط لردعه لم لم تقومي فقط... |
Bu kristal onu durdurmanın tek yolu olmamalı. | Open Subtitles | -لا يمكن أن تكون البلورة هي الشيء الوحيد لردعه . |
Chloe'yi bulup onu durdurmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنجد (كلوي)، وسنجد طريقة لردعه. |
Bu da demek oluyor ki Mystic Falls'da bir psikopat dolaşıyor ve içeride onu durdurabilecek bir tane bile vampir yok. | Open Subtitles | مما يعني أن ثمّة مختلًا طليقًا في (مستك فولز) "ومصّاصي الدماء غير موجودين لردعه" |
Bu da demek oluyor ki Mystic Falls'da bir psikopat dolaşıyor ve içeride onu durdurabilecek bir tane bile vampir yok. | Open Subtitles | مما يعني أن ثمّة مختلّ طليق في (ميستك فولز) ومصّاصو الدماء غير موجودين لردعه. |
Bence sen ve benim artık onu durdurma zamanımız geldi. | Open Subtitles | أعتقد حان الوقت لك ولي لردعه. |
Birçok kişiye zarar vemeye çalışan biri var ve kulağa çılgınca gelse de Sufentanil onu durdurma yolundaki tek umudum. | Open Subtitles | انظري، يوجد شخص طليق يؤذي الكثير من الناس وبقدر جنون الأمر، (سوفينتنيل) هو فرصتي الوحيدة لردعه |
Eğer Sokar Düzen Efendileri'ni alt ederse, Asgard onu durduracak güce sahip olmayabilir. | Open Subtitles | ...، إذا سيطر سوكار على حكام النظام الأسجارد ربما لن .. يكون لديهم القوه الكافيه لردعه |
Bunu durdurmak için her şeyi yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نبذل قصارى جهدنا لردعه |