Bobby, babamla at binmeye gidiyoruz. Umarım gücenmezsin. Akşama görüşürüz, olur mu? | Open Subtitles | بوبي ، أبي سيأخدني 'لركوب الخيل آمل أن لا تمانع سأراك الليلة ، حسناً؟ |
Bir keresinde çok önemli bir toplantısı vardı... ama beni at binmeye götürmüştü. | Open Subtitles | كان عنده إجتماع هام جدا ذات يوم و بدلا من حضوره أخذني لركوب الخيل |
Ne yazık ki yarın at binmeye gelemeyeceğim. Elimde değil. | Open Subtitles | أخشى أنه لا يمكنني الذهاب لركوب الخيل جداً، ليس الأمر بيدي |
Baban beni at sürmeye götürdü ve bana senin atını verdi. | Open Subtitles | لقد أخذني اباكي يوما لركوب الخيل وركبت حصانك |
at sürmeye gidiyorlar! | Open Subtitles | وذهبوا لركوب الخيل |
Genç bir subaya seni ata binmeye çıkarmasını emretmemiz gerekecek. | Open Subtitles | علينا أن نأمر احد الضباط شاب لطيف ليأخذك لركوب الخيل |
Cumartesi günü annemle ata binmeye gidebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا الذهاب مع أمي لركوب الخيل يوم السبت؟ |
Bugün at binmeyi planlıyordum, yani teorileriniz hakkında daha fazla konuşmak isterseniz, avukatlarımı aramanızı öneririm. | Open Subtitles | خططت لركوب الخيل اليوم لذا ان كنتما ستتحدثان عن نظريات أقترح أن تستشيرا محاميي |
Bütün bunları ayarlamamın nedeni... senin ata binmeyi istediğini sanmamdı... annenin değil. | Open Subtitles | تعرفي،أنارتبتالأمور... لأني إعتقدت أنكِ تودى الذهاب لركوب الخيل ليس أمك |
Ama beni at binmeye götürmüştü. | Open Subtitles | وبدلا من حضوره أخذني لركوب الخيل |
Ben at binmeye gideceğiz diyecektim,... | Open Subtitles | كنت سأخبره أننا ذاهبون لركوب الخيل |
Hey, en yakın zamanda at binmeye gitmeliyiz tekrar. | Open Subtitles | يجدر بنا الذهاب لركوب الخيل قريباً |
- Bir ara Layne'i at binmeye çağıralım. | Open Subtitles | - يجب أن ندعو (لين) لركوب الخيل في يومِ ما |
Bugün at binmeye gidecektik, ama Naomi'nin işi var. | Open Subtitles | كان من المفترض أن نذهب لركوب الخيل اليوم، ولكن (نايومي) عليها أن تعمل. |
- Hadi at sürmeye gidelim. | Open Subtitles | - هيا بنا نذهب لركوب الخيل |
- Hadi at sürmeye gidelim. | Open Subtitles | - هيا بنا نذهب لركوب الخيل |
Geçen hafta ata binmeye gittik. | Open Subtitles | في نهاية الأسبوع الماضي، ذهبنا لركوب الخيل. |
Page kocasının o kadınla sık sık ata binmeye gittiğini söylerdi. | Open Subtitles | فغالباً ما كان يأخذها لركوب الخيل |
Lexie ata binmeyi sevdiğini, Sue ise kakalı bir hikaye anlattı. | Open Subtitles | ليكسي) كانت تخبرني عن حبها) لركوب الخيل و(سو) كانت تخبرني حكاية ! عن الفضلات |