Saçının her tarafına yapışkan şeyler takar, çünkü saçları gri. | Open Subtitles | إنها تَضَع مادة لزجة على شعرِها, لأن لديها شعر أشيب. |
Sonra yosun yapışkan olmuş, tüm ekmek kırıntıları ona yapışmış. | Open Subtitles | ثم أصبحت الطحالب لزجة والتصقت بها كل فتات وجباته السريعة |
Ben baloncuk kabarcığı, yapışkan eller ve yemek masasındaki arkadaşlarım. | TED | أنا فقاعات وأصابع لزجة وعشاء مع الأصدقاء. |
İyi ki sen de bu yapış yapış duvarı buldun. | Open Subtitles | الحمد لله أنت وجدت هذا الجدار لزجة في ظروف غامضة. |
Farkı, yabancılarla birlikte seyretmek ve yerin yapış yapış olmasıymış. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنها مثل مشاهدة فيديو لكن مع مجموعة من الغرباء وأرضية لزجة |
Babamın ızgarasının alev alması dışında, birçok denememiz havaya karıştı veya iğrenç, yapışkan bir iz bıraktıkları pahalı fırınların içinde patladılar. | TED | إلى جانب اشتعال النيران بشواية أبي، ومعظم العينات لدينا تبخرت هباء، أو انفجرت داخل أفران باهظة الثمن، وتركت فوضى لزجة فظيعة. |
Bu olduğunda da, amiloid plakları denilen yapışkan kümeler oluşturarak kendiyle birleştirir. | TED | وحين يحدث ذلك، يتكوم الأميلويد بيتا على نفسه، مكونًا مجموعات لزجة تسمى ترسبات صفائح الأميلويد. |
Güneş gülünün küçük yapraklarında zamk denen yapışkan bir salgı vardır. | TED | إنّ أوراق نبات النديّة الصغيرة محمّلة بإفرازاتٍ لزجة تسمّى الصمغ. |
yapışkan tüp ayakları, vücut uzunluğunu hareket ettirir ve deniz tabanı boyunca kaymalarına izin verir. | TED | يمتلك أقداماً أنبوبية لزجة على طول جسمه تسمح له بالحركة سريعا على طول قاع البحر. |
Önceden bir halım vardı. Şimdi ise yeşil yapışkan bir ayakyolu. | Open Subtitles | لدي نجارة بيضاء والآن لدي ممشى مغطى بمادة لزجة خضراء |
Öğrendiğim bir şey varsa yapışkan maddelere asla ilk dokunan olmamaktır. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته ألا أكون أول من يضع يده في مادة لزجة |
Ayrıca şoför kapısının yanında kırmızı, yapışkan bir madde bulduk. | Open Subtitles | أيضاً وجدنا مادةً حمراء لزجة على باب السائق الجانبي |
Bazen akıcı, bazen yumuşak ama bazen de yapışkan olabiliyor. | Open Subtitles | أحيانا تكون ناعمة, وأحيانا لينة... لكن باقي الوقت تكون لزجة. |
...köpeğin gözünden biraz yapışkan Absolut Pickle... | Open Subtitles | مادة لزجة مستخرجة من عين كلب مخلل ذو رائحة نفاثة |
Tetikte, yapışkan bir kalıntı var ve kovanın içinde, yabancı bir cismin parçaları var. | Open Subtitles | هناك بقايا لزجة على الزناد أرى أجزاء جسم غريب داخل حاوية الرصاص |
Üstüne reçel dökmüştü ve yapış yapış olması onu çok korkuttu. | Open Subtitles | لقد سكبت المربى على نفسها وخافت من أن تصبح لزجة |
Babamın beni ağzımdan öpmesini ve yapış yapış etmesini istemiyordum. | Open Subtitles | أنا لا أريد لتقبيل الأب لي على فمي وجعل لي لزجة. |
Lastikleri o sıcaklığa getirdiğinizde, zamk gibi yapış yapış olurlar. | Open Subtitles | عند ذلك تحصل على ثباث كبير تصبح لزجة تقريبا مثل الغراء |
Bu parçanın kurbanımızın üzerine yapışıp kalması için ıslak ve yapışkan olması gerekir. | Open Subtitles | الأن حتى يمكنها الالتصاق والتواجد على جسد ضحيتنا المكرونة لابد أن تكون طرية، لزجة |
Bu zımbırtı baştanbaşa damar bağ dokusu ve cıvık, cıvık keselerle dolu. | Open Subtitles | الشي كله عبارة عن حزمة عروق واكياس واربطة لزجة |
Tamam, ceset burada çok vıcık vıcık. Ölüm zamanını biliyor musun, böcekçi? | Open Subtitles | حسناً، الجثة لزجة جدّاً هنا، ألديك وقت الوفاة يا فتى الحشرات؟ |
Zemin lapa gibi ve kaygan. Ayaklarım bir tuhaf oldu. | Open Subtitles | الأرض لزجة جدا و تزحلق أشعر بشيء جيد في قدماي |
Oldukça nemli ve yapış yapıştı. | Open Subtitles | كانت تبدو لزجة ورطبة |