Belki adam karısına ne olduğunu öğrenmişti ve polise gitmek üzereydi. | Open Subtitles | ربّما إكتشف ما حدث لزوجته وكان على وشك إخبار الشرطة بذلك. |
Eğer bir koca şehit olursa, karısına ne armağanlar ihsan edilir? | Open Subtitles | لو أستشهد زوج إحداهن ما هو الجزاء الذي يمنحه لزوجته ؟ |
Bir koca, karısına sorguya çekilmeden bir çiçek getiremiyor. | Open Subtitles | زوج لا يمكنه أن يحضر لزوجته زهور بدون أن يتم اتهامه |
O herif karısının radyumu keşfetme ünvanını almasına izin verdi. | Open Subtitles | هو ذلك الرجل الذي سمح لزوجته بأن ينسب لها إكتشاف الراديوم |
Bartok lösemi'ydi ve ölüyor olduğunu biliyordu ve bu konçertoyu kendisi de konser piyanisti olan karısı Dita'ya adamıştı. | TED | مات بسرطان الدم وكان يعلم ذلك قرر حينها إهداء تلك المقطوعة لزوجته ديتا, التي كانت هي أيضا عازفة بيانو |
Odaya ve eşine, eşini tatmin edecek tek kişi olduğunu gösterir. | Open Subtitles | ليثبة لمن في الغرفة و لزوجته أنه الأفضل ومن يستمتع هنا |
karısını dövme şeklinden hoşlandığı filan söyle, hiç umurumda değil. | Open Subtitles | لتخبره كيف شعورك بضربه لزوجته مهما يكن , لا أهتم |
Fikren karısına sadık kalamayan, ama teknik olarak ihanet etmeyecek olan Bay Wilkes. | Open Subtitles | السيد ويلكس الذي لا يستطيع أن يكون وفياً لزوجته ذهنيا وكذلك لن يكون غير وفي لها فعلياً |
Birbirimizi görmeye devam etmemizin karısına haksızlık olacağını söyledi; | Open Subtitles | لقد قال أنه ليس منصفاً لزوجته أن نرى بعضنا ثانيةً |
Cuma günü öğlen saatinde, karısına köye mektup postalamaya ineceğini söylemiş. | Open Subtitles | ظهر يوم الجمعة قال لزوجته أنه ذاهب إلى القرية ليرسل بعض الخطابات بالبريد |
En başından beri, Bay Davenheim'ın karısına pahalı mücevherler alması ilgimi çekmişti. | Open Subtitles | منذ البداية كنت مخدوعاً بحقيقة أن السيد "دايفينهايم" اشترى لزوجته مجوهرات ثمينة |
En sevdiğim aşk türü bu. İnsanın karısına duyduğu sonsuz aşk. | Open Subtitles | هذه هو نوعي المفضل من الحب حب الرجل المفرط لزوجته |
Böylece karısına ve gazetelere gideceğinizi ona söylediniz. | Open Subtitles | و لذا أخبرتيه انكي ستذهبين لزوجته و ستذهبين للصحف |
Şu anda iş için Japonya'da olan Bay Chan karısının doğumgününü kutluyor. | Open Subtitles | يتمني لزوجته عيد ميلادا سعيدا لذا دعونا جميعا نستمتع بغناء زوهاإكسان غي تلك الاغنية |
Benjamin Colerige Turner 1888'de vefat etmiş ama karısının ölüm tarihi yok. | Open Subtitles | بنجامين كولريج تيرنر، ماتَ في عام 1888م بالرغم من ذلك فلا يوجد تاريخ وفاة لزوجته |
Bir karısı var, ve görünen o ki, kimse fotoğrafını çekememiş. | Open Subtitles | انه متزوج، ولكن يبدو انه لا احد يملك أي صورة لزوجته |
karısı ve çocuğuyla ilgili.. ...bazı kötü kararlar vermiş diyelim. | Open Subtitles | لنقول انه اتخذ بعض القرارات الخاطئة عندما عاد لزوجته واولاده |
eşine e-posta attı ve işten çıkınca markete gidebilir mi diye sordu. | Open Subtitles | قد أرسل رسالة إلكترونية لزوجته وطلب منها الذهاب الى المتجر بعد العمل |
Onu karısını baskın bir kadınla aldatmaması için yüreklendirmekle başlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا البدء من خلال تشجيعه بعدم خيانتة لزوجته مع فاسقة |
Muhtemelen de karısının üvey kardeşiyle yattığı kadar karısıyla yatamıyor fakat bu bir çığ etkisi oluşturdu. | Open Subtitles | غالباً ليس كما حدث عندما ضاجع الأخت غير الشقيقة لزوجته ولكن تأثيره مستمر |
Bizi birkaç kez dinlediğini söyledi, eşi için özel etkinliğe gelir miyiz sordu. | Open Subtitles | قال عنيدا وينظر لنا عدة مرات، و وسوف نفعل الخاصة تحديد القائمة لزوجته. |
Adam eşiyle görüntülü konuşma yapmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | هذا الرجل يرسل رسالةَ لزوجته يخبرها أنه يطلب دردشة فيديو |
eşinin intikamını yakaladığı Komançi kızdan nasıl aldığını anlatıyordu. | Open Subtitles | كان يروي كيف إنتقم لزوجته من هذه الفتاة من الكومانشي التي أمسكت بها |
Gelecekteki eşinden çok onun babasının gözüne girmeye çalışıyor gibi. | TED | ويبدو أن التودُّد ليس لزوجته المستقبلية، ولكن لوالدها. |