Sayın yargıç, net bir soruya net cevap isterim. | Open Subtitles | حضرتكم, أنا أطلب أجابة واضحة لسؤال واضح. |
Sizden tüm istediğim, çok basit bir soruya çok basit bir cevap. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك هو جواب بسيط جداً لسؤال بسيط جداً |
Bu sorulması gereken çok önemli bir soru, çünkü insanlara bu kişinin kim olacağını kontrolünü verme inanılmaz sonuçlar üretir. | TED | هذا سؤال مهم لسؤال الناس، لأن إعطاء الناس السيطرة على من يكون ذلك الشخص ينتج نتائج رائعة. |
Çok basit bir soru soracağım arkadaşlarınla | Open Subtitles | لسؤال بسيط نريد أن نعرفه يا صديقي الموت غبي جداً |
Herhalde bazı sorular sormak istiyorlardı. | Open Subtitles | لي؟ أحزر بأنهم أرادوا لسؤال أسئلة أكثر. قلت بأنني أساعد. |
Üzerinde, "Diğer arabadaki adam bir sorunun cevabını biliyor" yazan bir kağıt gönderdiler. | Open Subtitles | لا، لقد تلقيت ورقة تقول بأن الرجل في العربة الأخرى لديه الإجابة لسؤال |
...ve bir rüya henüz nasıl soracağımızı bilmediğimiz bir soruya cevaptır, bilinçaltımıza gömülmüş birşeydir. | Open Subtitles | والحلم جواب لسؤال لم نعرف كيف نسأله, هناك شيء مدفون في اللاوعي. |
"Biri şu basit soruya, basit bir cevap verir mi?" | Open Subtitles | هل هناك أحد يمكنه منحي إجابة مباشرة لسؤال مباشر؟ |
İzin verirseniz, şaka yapıyor da. Başka bir soruya geçebilir miyiz? | Open Subtitles | إذا سُمح لي , لقد كان فقط يقول نكتة من قبل لذا هل بإمكاننا الإنتقال لسؤال آخر ؟ |
Kaderle ilgili soruya gelecek olursak tek bildiğim, kader bile bir sona ulaşacaksa bunu tek başına yapmayacaktır. | Open Subtitles | وبالنسبة لسؤال القدر. كل ما أعرفة .. حتى إذا أراد لك القدر أن تحقق شيئا فلا يمكنه فعل ذلك لوحدة. |
Bak, biraz acelem var ama bir soruya vakit ayırabilirim. | Open Subtitles | أنظر, أنا على عجلة نوعاً ما ولكن لدي وقت ربما لسؤال واحد |
Aptal soru diye bir şey yoktur Tehlike. | Open Subtitles | هذا هو الوقت المناسب لسؤال غبي ، يا دانجر |
Bizim bu soru ile isimiz bitti. Bakayim. | Open Subtitles | انتهينا من هذا السؤال سننتقل لسؤال آخر، لنرى، لنرى |
- Şu an soru için müsait misiniz? | Open Subtitles | مجرد تحقيق روتيني هل الآن وقت جيد لسؤال بعض الاسئلة ؟ |
Bana kalırsa annemi sormak için yanlış zaman seçtin. | Open Subtitles | فأنت وعائلتك في الشوارع أنا لا أعتقد أن هذا سيكون وقت جيد لسؤال أمي |
Gazetecilik, daha önemli bir sorunun cevabıydı: Toplum nasıl haberdar edilir? | TED | الصحافة كانت الإجابة لسؤال أكثر أهمية، الذي هو، كيف يمكن إعلام المجتمع ؟ |
Harry, bahçıvana git, bitkiler hazır mı sor. Cevabını bana bildir. | Open Subtitles | إذهب لسؤال البستاني إذا كان مستعداً للنباتات,رد علي |
Doğru, ...belkide önce annene sorman gerekir. | Open Subtitles | أه، صحيح على الأرجح تحتاجين لسؤال أمك أولا ً |
Böyle bir soruyu sormaya gerek yok. Yeter bu kadar saçmalık. | Open Subtitles | لا حاجة لسؤال مثل هذا السؤال يكفى من هذا الهراء |
Şimdi sıra bugünün geniş sorusunda. | Open Subtitles | الآن حان الوقت لسؤال اليوم كبيرة. |
Bay bana Wilkie'den benimle baloya gelmesini sormam için güzel bir yöntem bulmamda yardımcı oluyor. | Open Subtitles | باي تساعدني بالتفكير بطريقة جديدة لسؤال ويلكي لحفل التخرج. |
Yakın zamanda kaçırılmanız hakkında... bir kaç soru sormamız gerekiyor. | Open Subtitles | فقط نحن بحاجة لسؤال عدة اسئلة ؟ حول حادثة اختطافك مؤخرا |
bütün bu manevi çelişki ve rahatsızlıkların olduğu şeylere baktığımda, ve niyetimin ne olduğunu düşündüşümde, bunun ta çocukluğumdaki kimlik sorusuna kadar gittiğinin farkına vardım -- ve niye buradayım, ve hayatımın anlamı ne, ve bu evrendeki yerim neresi? | TED | عندما انظر الي هذه الاشياء الغامضة وغير المريحة اخلاقيا واعتبرت كيف يجب ان تكون نواياي, عرفت انها ترجع لسؤال الهوية الذي كنت اسأله عندما كنت طفلة ولماذا انا هنا وما معني حياتي, وماهو مكاني في الكون؟ |
başka bir kültürden başka bir müşterinin farklı bir sorusu için çok doğru bir cevap olabilir. | TED | ولكن لزبون آخر من ثقافة أخرى فإنها يمكن ان تكون فعلاً الإجابة الصحيحة لسؤال مختلف |