-Ben iyiyim. -Ama sen iyi değilsin. | Open Subtitles | ـ لا أنا بخير ـ أنتي في الناحية الأخرى , لستِ بخير |
Tabii ki de iyi değilsin. | Open Subtitles | كان سؤالاً غامضاً. فالطبع أنتِ لستِ بخير. |
Yapılacak pek çok şey var ve sen iyi değilsin. | Open Subtitles | الكثير من الأعمال، وأنتِ لستِ بخير. |
Gerçekçi ol, iyi değilsin. | Open Subtitles | فكوني واقعيه انت الان لستِ بخير |
Tamam ama iyi değilsen, tutabilirim. | Open Subtitles | حسناً, إلا إذا كنتِ لستِ بخير, عند ذلك سأمسكها... |
İyi görünmüyorsun. Güzel görünüyorsun, ama iyi görünmüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تبدين بخير أنتِ تبدين جميلة لكنكِ لستِ بخير |
- İyi falan değilsin. | Open Subtitles | أنا بخير - لستِ بخير - |
Hiç de iyi değilsin, küçük hanım. | Open Subtitles | انتِ لستِ بخير ايتها الانسة الصغيرة |
Açıkçası, hiç de iyi değilsin, aksi halde burada oturuyor olmazdık. | Open Subtitles | بشكل واضح، لستِ بخير و إلا لما كنا هنا |
İyi değilsin. Nefes almıyorsun bile. | Open Subtitles | أنتِ لستِ بخير لستِ تتنفسين حتى |
Hayır iyi değilsin. Hiçbiriniz değilsiniz. | Open Subtitles | أنتِ لستِ بخير لا أحد منكم بخير |
Sen de iyi değilsin. | Open Subtitles | أنا لست بخير أنتِ لستِ بخير |
Hayır, iyi değilsin. | Open Subtitles | لا , أنتِ لستِ بخير |
- İyiyim ben. - İyi değilsin. | Open Subtitles | ــ أنا بخير ــ لستِ بخير |
İyi değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لستِ بخير. |
Gerçi iyi değilsin, biliyorum. | Open Subtitles | اعنى, انك لستِ بخير. |
Hayır. İyi değilsin. | Open Subtitles | لا ، لا أنتِ لستِ بخير |
Bugün çok iyi değilsin, değil mi Annie? | Open Subtitles | أنتِ لستِ بخير اليوم أليس كذلك يا (أني) ؟ |
Hayır, iyi değilsin! | Open Subtitles | كلاّ، لستِ بخير |
Üzüldüm. Eğer iyi değilsen elbette... | Open Subtitles | آسف، إذا كنتِ لستِ بخير... |