Bana söylemek zorunda değilsin - ama kararını vermen gerek. - Ben zenciyim. | Open Subtitles | لستِ مجبرة أن تخبرينني، ولكن عليكِ أن تقرري. |
Ama ne bakmak ne de hissetmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على مشاهدته وعلى الاغلب لن تشعري به -حقا؟ |
İstemiyorsan bir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على قول شيء إن لم ترغبي، |
- Kalmana gerek yok. - Birinin kalması gerekiyor. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على البقاء - شخصٌ ما يجب أن يبقى - |
Bunu yapmana gerek yok. | Open Subtitles | أنتِ لستِ مجبرة لتفعلي هذا معي. |
Ama ne için olduğunu öğrenmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسنًا، لستِ مجبرة على معرفة السبب |
Pekala zorunda değilsin tatlım. | Open Subtitles | حسنُ، لستِ مجبرة على غعل ذلك ياعزيزتي. |
Boşver söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا بأس، لستِ مجبرة على أخباري. |
Şayet yaptığın o işi sevmiyorsan, onu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | إن كانت الوظيفة لا تعجبك، لستِ مجبرة. |
Neyse ki, bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | الأنباء السارة، لستِ مجبرة على هذا |
Onu övmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على الهذيان به |
Almak zorunda değilsin | Open Subtitles | لستِ مجبرة على أخذه. |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مجبرة ليس على حسابي |
Yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على ذلك. |
zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على ذلك |
Buna gerek yok. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على ذلك |
Bahane uydurmana gerek yok. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على ذلك |
Geliyorum, bağırmana gerek yok. | Open Subtitles | -أنا قادمة، لستِ مجبرة على الصراخ |
Orada ölmek için şanssız olmana gerek yok. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على الموت هناك. |
Gerçekten bunu yapmana gerek yok . | Open Subtitles | حقاً، لستِ مجبرة على فعل ذلك |
Burayı bana övmene gerek yok. | Open Subtitles | لستِ مجبرة على إقناعي بالمكان |