| Bunu duyduğuma üzüldüm. Şimdi buraya gel de beni al. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك و الآن احضر إلى هنا لتصطحبنى. |
| Bunu duyduğuma çok sevindim ama sanırım artık izin istemem gerek. | Open Subtitles | سعيدة جداً لسماع ذلك ولكن ، هل يجب أن أخذ أجازة |
| Güzel, Bunu duyduğuma sevindim. Ona endişe etmemesini söyleyin. | Open Subtitles | جيد ، إننى مسرور لسماع ذلك أخبريها الا تقلق |
| Bunu duyduğuma üzüldüm. Peki adamın adı? | Open Subtitles | إننى آسف جداً لسماع ذلك لكن ما هو اسم الرجل ؟ |
| Bunu duyduğuma üzüldüm. Umarım cephedeki karışıklık geçicidir. | Open Subtitles | انا اسف لسماع ذلك , فلنأمل ان تكون الاوضاع المضطربه على الجبهه مؤقته |
| Bunu duyduğuma sevindim, zira White'ı görmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا مسرور لسماع ذلك لأننى أريد أن أرى وايت |
| Bunu duyduğuma sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد لسماع ذلك و كيف أستطيع مساعدتك؟ |
| Bunu duyduğuma memnun oldum, Poirot. Biri bana, senin kayıp ev çalışanlarıyla ilgilendiğini söylemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | أنا سعيد لسماع ذلك, لقد قالوا لي انها بخصوص اختفاء خادمة |
| Teşekkür ederim. Sanırım biraz daha iyi. Bunu duyduğuma çok sevindim. | Open Subtitles | ـ شكراْ لك أظنها قد تحسنت قليلا ـ أنا سعيد لسماع ذلك |
| - Senin gibi değilim. - Bu iyi işte. Bunu duyduğuma sevindim. | Open Subtitles | ـ أنا مختلف عنك ـ شيء جيد , مسرور لسماع ذلك |
| - Bu iyi işte. Bunu duyduğuma sevindim. Güzel. | Open Subtitles | ـ أنا مختلف عنك ـ شيء جيد , مسرور لسماع ذلك |
| - Tanrım, Nick. Bunu duyduğuma üzüldüm. - Önemli değil. | Open Subtitles | يا الهي نيك انا اسف لسماع ذلك انه ليس بالامر الهام |
| Bunu duyduğuma pek sevindim.. | Open Subtitles | أنا مسرورة جدا لسماع ذلك لأنك إذا كنت تواعدينه |
| Ama söylediğim gibi, bu adamı daha önce hiç görmedim Bunu duyduğuma çok üzüldüm. | Open Subtitles | ،لكن كما قلت لم أرَ هذا الرجل من قبل مطلقاً إنّي آسف جداً لسماع ذلك |
| Bunu duyduğuma sevindim ama, aa ortada minimini bir aksilik var. | Open Subtitles | انا مسرور لسماع ذلك ولكن ولن توجد فقط عقبة صغيرة |
| Kesinlikle Frederick, Bunu duyduğuma çok sevindim. Aklında birisi mi var? | Open Subtitles | انا مسرورة لسماع ذلك فريدريك هل يوجد شخص معين؟ |
| Bunu duyduğuma üzüldüm. Yaşamasını dilerdim. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك أتمنى لو أنه بقي على قيد الحياة |
| Bunu duyduğuma sevindim Marvin ama konu o değil. | Open Subtitles | حسناً، أنا سعيدة لسماع ذلك لكن ليس هذا المغزى |
| Bunu duymak beni de utandırıyor ama beni mutlu etti. | Open Subtitles | أنا محرج من أنك تخبرني لكنني سعيد لسماع ذلك |
| - Manda Bunu duyduğuna üzülecek. - Tabi... Üzülmez mi? | Open Subtitles | سيأسف موزى لسماع ذلك بالتأكيد على ما اعتقد |
| Bunu duymaya ihtiyacı var. Seni affediyorum, baba. - Evet. | Open Subtitles | إنّه بحاجة لسماع ذلك - أنا أسامحكَ يا أبي - |
| - Duyduğuma üzüldüm. | Open Subtitles | نجاح باهر، وأنا آسف لسماع ذلك. نعم، لا يكون. |
| Ona kızılderili prensten bahset. Buna bayılır. | Open Subtitles | اخبره عن الامير الهندي انه يتوق لسماع ذلك |
| İstediğin kadar vaktin var. Duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | تستطيع ان تأخذ الوقت الذي تحتاجه لا أطيق الأنتظار لسماع ذلك |
| Bunu duyduguma üzüldüm. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك |
| Çalışmalarının birinde Obama ve McCain'i karşılaştırdılar. McCain'in Obama'dan daha Amerikalı algılandığını keşfettiler ve bir noktaya kadar, insanlar Bunu duymaktan şaşırmadılar. | TED | وفي إحدى دراساتهم قارنوا أوباما وماكين، ووجدوا بأن ماكين يُعتقد أنه أمريكي أكثر من أوباما، ولحد ما، لم يتفاجأ الناس لسماع ذلك. |
| Bunu duyduğumuza memnun olduk. | Open Subtitles | نحن سعداء لسماع ذلك |
| Başın sağ olsun. | Open Subtitles | حسناً. أأسف لسماع ذلك. |
| Bunu söylemene sevindim. En iyisi vazgeç. | Open Subtitles | انا سعيد لسماع ذلك ، من الافضل ان تنساها |