Burada yaşamak zorunda değiliz. Birlikte yeni bir ev tutabiliriz. | Open Subtitles | أعني، لسنا مضطرّين إلى السكن هنا، يمكننا شراء منزل معاً |
Sevmek zorunda değiliz ki adamı. Parasını ödememiz kâfi. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين لنطيقه ببساطة علينا أن ندفع له أجره |
Ama kayıp çocukları öldürmek? Bunu yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لكنّ قتل الفتية التائهين أمرٌ لسنا مضطرّين لفعله |
Önemli değil, istemiyorsan konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا بأس لسنا مضطرّين للتكلّم بهذا الشأن إن تكوني ترغبي بذلك |
Buna mecbur değiliz, bir saat içinde yerini öğreneceğiz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين لذلك، سنعرفه خلال ساعة. |
Evet, az müsaade et. Yapmak zorunda değiliz, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي، لسنا مضطرّين لفعل هذا، أتعلمين؟ |
Eğer istemiyorsan, oraya çıkmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين للخروج هناك إن لم ترد ذلك |
Ailemizi korumakla Şirket'i devirmek arasında seçim yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين للاختيار بين إنقاذ عائلاتنا والقضاء على "الشركة" |
Babamın teknesine gitmek zorunda değiliz eğer-- | Open Subtitles | لسنا مضطرّين للذهابِ إلى قاربِ والدي إن كنتِ تشعرينَ... |
Yapmak zorunda değiliz, dönebiliriz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين إلى فعل هذا، بوسعنا العودة |
Hey, bak. Birbi... Birbirimizi öldürmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | انظر، لسنا مضطرّين لقتل بعضنا بعضًا. |
Hiçbir şeyi yalnız yaşamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين لخوض أيّ'' شيءٍمِنْهذالوحدنا... |
Fareler gibi gölgelerde saklanmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين للعيش في الظلال كالفئران. |
Bu şekilde yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين لفعلها بهذه الطريقة |
Pahalı bir yere gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | ماذا؟ لسنا مضطرّين للذّهاب لمكان غالٍ. |
Aslında yarın halletmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين لإتمام المهمة غدًا. |
Dönmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين إلى العودة |
Luke, bunu yapmak zorunda değiliz. Normal insanlar gibi yaşayabilme şansımız var. | Open Subtitles | (لوك)، لسنا مضطرّين لفعل هذا، أمامنا فرصة لنحيا حياتين بشريّتين طبيعيّتين. |
Konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين للتحدّث. |
Hiçbir şeyden korkmak zorunda değiliz çünkü olacak şeylere hep birlikte göğüs gereceğiz. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}لسنا مضطرّين للخوف مِنْ أيّ شيء {\pos(190,230)}لأنّه مهما كان القادم سنواجهه معاً |
Edebiliriz ama Steve Jobs sağ olsun mecbur değiliz. | Open Subtitles | يمكننا ذلك، ولكن بفضل (ستيف جوبز)، لسنا مضطرّين لذلك |