Uzun zaman önce ikimizin arasında yıllarca görüşmememizi engelleyen bazı anlaşmazlıklar oldu. | Open Subtitles | كان هنالك خلاف بيننا منذ زمن طويل منعنا من الإلتقاء لسنوات عديدة |
yıllarca annesiyle yaşamış - annesi otoriter biriymiş - ve onun okulda da pek iyi zaman geçirdiğini sanmam. | Open Subtitles | لقد عاش مع امه لسنوات عديدة كانت سيدة متحكمة جدا ولا اعتقد انه نال وقتا جيدا اثناء الدراسة ايضا |
Bir bilim adamı ve mühendis olarak, yıllarca verimlilik üzerine odaklandım. | TED | كعالم ومهندس، ركزت على الفعالية لسنوات عديدة. |
Çünkü, bir elit tabaka ve onun kolaylaştırıcıları... ...endüstriyel ölçekte ağaç kesiminin... ...desteklenmesinden uzun yıllardır milyonlarca dolar... ...kazanmaktadırlar. | TED | أيضا، لأن نخبة والمسهلين لها وقد تم صنع بملايين الدولارات من دعم قطع الأشجار على نطاق صناعي لسنوات عديدة. |
Bildiğiniz gibi Amerikan rüyası uzun yıllardır bütün dünyada milyonlarca kişiye ilham verdi | TED | تعلمون أن الحلم الأمريكي قد ألهم الملايين من الناس حول العالم لسنوات عديدة. |
uzun yıllar Swami Satchidananda adlı bir öğretmenle yoga çalıştım, | TED | لقد درست اليوغا لسنوات عديدة مع مدرس يُدعى سوامي ستشيدنايدي |
Şanslıyız ki başımızın üzerine bir kamera alıp yıllarca beklememize gerek kalmadı. | TED | لحسن الحظ، لم يتعين علينا أن نَنْصِب كاميرا فوق رؤوسنا ثم ننتظر لسنوات عديدة |
Elimden geldiğince yıllarca direndim çünkü okuldaki tek esmer çocuk olarak zaten sütlaçtaki çikolata parçacığı gibi hissediyordum ve daha farklı görünme fikri hiç cazip değildi. | TED | رفضت ذلك لسنوات عديدة لأني ولكوني الأسمر الوحيد في المدرسة، شعرت أنني رقاقة شوكولاتة في وعاء من الأرز، وفكرة أن أصبح أكثر اختلافاً، لم تكن جذابة. |
Bunu yıllarca yapabildiğinizi düşünün. | TED | تخيل أنك تتحدث الصينية بهذا الشكل لسنوات عديدة. |
Ve Taliban tarafından müziğin yıllarca yasaklandığı Afganistan için, geleneksel müziklerinin yeniden tanıtılmasını sağlıyor. | TED | وبالنسبة لأفغانستان حيث حظرت طالبان الموسيقى لسنوات عديدة ، هو إعادة تقديم ألحانهم و موسيقاهم التقليدية. |
Çünkü ona kendisini yıllarca tutsak etmiş olan babamı Ataúlfo'yu hatırlatıyorum. | Open Subtitles | لأنى أذكرها بوالدي اتالفو، الذى استعبدها لسنوات عديدة. |
yıllarca uzaya gidebilmek için yaşadım. | Open Subtitles | لسنوات عديدة, كنت أعيش فقط في الفضاء الخارجي |
Uzun yıllardır İzlanda Üniversitesinde profesör olan Dr. Jakob Kristjansson'ın misafiriyim. | Open Subtitles | مضيفي هو الدكتور ياكوب كريستيانسون أستاذ في جامعة أيسلندا لسنوات عديدة |
Uzun yıllardır tutsak olduğumdan lezzetli bir yemeği kaçırmak bana ters. | Open Subtitles | لقد كنتُ مسجوناً لسنوات عديدة و سأكره أن أُضيّع وجبةً شهيّة |
Uzun yıllardır esansiyel tremordan muzdarip. | TED | عانى من مرض الهزة الأساسية لسنوات عديدة. |
Macaristan'da onun ''Nasıl beraber yaşarız?'' sorusuna verdiği cevap bulma girişiminin altında yıllardır yaşadınız. | TED | هنا في المجر، عشتم لسنوات عديدة تحاولون تطبيق فكرته على كيفية العيش معًا. |
Bu sizin ve benim uzun yıllardır sürdürmekte olduğumuz bir yolculuk. Bu yolculuk 50 yıl önce, insanlar gezegenimizin dışına ilk adım attıklarında başladı. | TED | وهي رحلة مضينا فيها أنا و انتم لسنوات عديدة وقد بدأت منذ مايقرب من 50 عاما عندما خطى الإنسان لأول مرة خارج كوكبنا. |
Bunu çok uzun yıllar yaptıktan sonra keşfettim ki, gerçeğin arkasında sihirli bir dünya var. | TED | وجدت بعد قيامي بهذا لسنوات عديدة أن هناك عالما سحريا خلف العالم الحقيقي |
Avrupa'da gördüğümüz uzun yıllar bizimle beraber olacak. | TED | ما رأيناه في أوروبا سيكون حاضراً معنا لسنوات عديدة. |
Bilirsiniz Bunca yıl televizyon için çalışmak. | Open Subtitles | وذلك من ظهوره على التلفاز .. لسنوات عديدة |
Yılladır bu aileye hizmet etmiş bu yaşlı adama güven. | Open Subtitles | ثقي في رجل عجوز خدم هذه العائلة لسنوات عديدة |
Asya tipi koleranın kaynağından dışarı yayılma eğiliminde... son yıllarda önemli artış görüldü. | Open Subtitles | لسنوات عديدة أظهرت الكوليرا الاسيوية امكانية ملحوظة للانتشار خارج مصدرها |
Kardeşin Bunca yıldır annesiz kaldı. | Open Subtitles | لسنوات عديدة أخيك الأصغر لم يجد والدته معه. |
Bu kadar yıl sustun. | Open Subtitles | ليس اليوم عندما كنت صامتة لسنوات عديدة.. |