Söylediğim şeyde ciddiyim ve üzgün değilim. Bunu başka birine yapmayacağım. | Open Subtitles | قلت ما قلته ولست آسفاً لكنني لن أفعل هذا لشخص آخر |
Teşekkürler, hepsi bu, şimdi dikkatinizi başka birine verebilirsiniz. | TED | شكرًا لكم، هذا كل شيء، يمكنكم الآن إيلاء انتباهكم لشخص آخر. |
Yani, seyahate çıkmak yerine, bir başkasının seyahat fotoğraflarına bakmak gibi. | TED | هي مثلًا، بدلًا من أن تسافر، تنظر إلى صور السفر لشخص آخر. |
Ben başka birinin evliliğini bozarak mutlu olur muyum? | Open Subtitles | لا أستطيع أبداً أن أستقر بعد تدمير الحياة الزوجية لشخص آخر |
Hatta, yatakta yatarken bir gece içinde bile bir kişi için yoğun bağlılık duygusundan başka biri için aşka kayabilirsiniz. | TED | في الواقع، يمكنك الإستلقاء على الفراش في الليل وتتبادل مشاعر عميقة للتعلق مع شخص لمشاعر عميقة للحب الرومانسي لشخص آخر. |
Bizim için talihsiz ama başkası için talihli bir durum. | Open Subtitles | إلى مخزنِ التوفيرَ. لسوء الحظ لنا. لحسن الحظ لشخص آخر. |
Bir kişi eğer bir Başkasına umut verebiliyorsa,bu bir lütuftur. | Open Subtitles | عندما يعطي شخص ما الآمل لشخص آخر, هذه تعتبر هبة. |
Bana mı konuşmak istersin yoksa başka birine mi? | Open Subtitles | هل تريد أن تتحدث إلىّ أم تتحدث لشخص آخر ؟ |
başka birine bunu söylerseniz, dava açarım. | Open Subtitles | .. أيّ شخص يقول هذا لشخص آخر سيجدون أنفسهم في دار القضاء |
Rolü az önce başka birine verdik. | Open Subtitles | هذا أمر مؤسف لأننا أعطينا الدور لشخص آخر |
başka birine de şantaj yapıyorlardıysa... o da bu işi kökten halletmeye karar verdiyse... belki de her şey bitmiştir. | Open Subtitles | إذا هم كانوا يعملون نفس الشيء لشخص آخر وهذا الشخص قرر وضع حد لهذا الشيء لربما إنتهى |
Zaten 16 yaşında bir kız hemen hemen aptaldır bu yüzden başkasının yaptığı bir şey için seni suçlayamam. | Open Subtitles | فتاة فى السادسة عشرة عمليا ، انها بلهاء و لهذا لا يمكننى أن ألومك على شئ عمليا كان لشخص آخر |
Fakat aynı zamanda, kutsal olana yönelik bir büyülenme de var başkasının kutsalı da olsa. | Open Subtitles | لكن هنالك علاقة ساحرة مع الأشياء المُقدسة حتى لو كانت لشخص آخر |
- Bunu kullanabilirsin. - İçinde başka birinin eşyaları var. | Open Subtitles | يمكنك استخدم هذه هناك أشياء لشخص آخر هنا |
Bantın üzerindeki, başka birinin arabasına aitse... | Open Subtitles | إن كان هذا النسيج لشخص آخر كان على الشريط اللاصق للأنبوب |
"Bu iyi bir fikir, başka biri daha" dedim. Bir fikrim var. | Open Subtitles | وأنا أحاول أن اكون مضيفاً جيداً فقلت هذه فكرة رائعة لشخص آخر |
Böylece raflarda duruyor bizim için eskimiş, ama bir başkası için anında değeri olan bir şey. | TED | لذا فهو هناك علي رفوفنا متقادم بالنسبة لنا ، ولكن ذو قيمة كامنة فورية لشخص آخر. |
Union Pacific'in şantiye müdürü ve kıdemli başkan yardımcısı görevi Başkasına verildi. | Open Subtitles | وظيفة كبير المهندسين ونائب رئيس يونيون باسيفك قد تم أعطائها لشخص آخر |
Bazen masasından bana bakarken bir anda başka birisi oluveriyor. | Open Subtitles | أحياناً ينظر إليَّ من مكتبه و يتحول لشخص آخر |
Biliyor musun, ben Pelagia'nın annesine rastladığımda Başka biriyle nişanlıydı. | Open Subtitles | تعرف ، عندما قابلت أمّ بليجي كانت مخطوبة لشخص آخر |
O zaman sanırım acı veren depresyonum için bir başkasıyla görüşmeliyim. | Open Subtitles | أظن علي إذن أن ألجأ لشخص آخر لمعالجتي من الاكتئاب الشللي |
Bir kişilik daha yer var mı? | Open Subtitles | هل هنا مكان لشخص آخر ؟ |
Yani oyunumu başka birisine satabilecekmiş gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | أعني , لا أشعر بأنه يمكنني أن أبيع مسرحيتي لشخص آخر. |
Kadının suçu değil Sadece aklım başka bir kadına gidiyor | Open Subtitles | فقط بغلطة إمرأة أجد نفسي منشغل البال لشخص آخر الآن |
Demek istediğin eğer benim karşılayamadığım bir takım ihtiyaçların olursa bu ihtiyaçlarını karşılayacak başka birini mi bulursun? | Open Subtitles | هل أنت تعني , أنه لو كانت لك رغبات لم أستطيع تلبيتها لك ستذهب لشخص آخر لكي يلبيها لك ؟ |
Tık tık. Bir kişiye daha yer var mı? | Open Subtitles | هل تكفي الغرفة لشخص آخر ؟ |
Tedavi görmesi gereken başka birisinin gelebileceğini düşündüklerinden yer açmaları gerekiyordu. | TED | لأنهم كانوا بحاجه لمساحة لشخص آخر يظنون أنه من الممكن ان ينجوا مما حدث له. |