Sizi de götürürdüm ama aptal kafam, kaçış podunu bir kişilik yapmışım. | Open Subtitles | كنت سأود أخذكم معي , لكن لحماقتي بنيت حجرة هروبي لشخص واحد |
Gönderdiği yemek bir kişilik. | Open Subtitles | خلال هذه الليلة الطويلة أرسل طعام لشخص واحد |
tek kişilik bir uzay gemisindesiniz, o da uzay giysiniz ve Dünya ile birlikte uzayda sürükleniyorsunuz. | TED | أنت في سفينة فضائية لشخص واحد والتي هي بدلتك الفضائية، وأنت تسير في الفضاء مع العالم. |
Bu davetiye tek kişilik, o yüzden sakın bir erkekle gelme. | Open Subtitles | هذه دعوة لشخص واحد فقط. لذا لا تحضرى أحد معكى |
Bir kişi para alıyor ama koca bir orkestra çalıyor. | Open Subtitles | أدفع لشخص واحد ، وسيكون لدي مجموعة كاملة من المرياتشي |
İmparator olduğun günden beri, mührü sadece Bir kişiye verdim. | Open Subtitles | منذ أن اصبحت إمبراطورنا لم أعطِ ختمى إلا لشخص واحد |
Yörüngeye ulaşmak için güç lazım. bir kişinin ağırlığına göre hesap yaptım. | Open Subtitles | نريد الطاقه أن تصل للمدار لقد قمت باعادة حساب الوزن لشخص واحد |
Aynen amcamın Tek kişi için tasarlanmış telefonu kullanış şekli gibi. | TED | إنها تماما الطريقة التي يستخدم بها عمي الهاتف المصمم لشخص واحد. |
Ayrıca, Dr.Bender adına bir kişilik rezervasyonum olacaktı. | Open Subtitles | أيضاً, لدي حجز لشخص واحد بإسم الدكتور بيندر |
- Sadece bir kişilik yer var. - Hayır, ben sığamam! | Open Subtitles | هـذا المزلاج يتـسع لشخص واحد فـقط , لا , لا يـناسب حجمي |
bir kişilik masa rica edecektim. Risottonuzun muazzam olduğunu duydum. | Open Subtitles | أريد طاولة لشخص واحد سمعت ان مطعمكم هائل |
bir kişilik masa rica edecektim. Risottonuzun muazzam olduğunu duydum. | Open Subtitles | أريد طاولة لشخص واحد سمعت ان مطعمكم هائل |
Belki de tek kişilik yemek tarifleri ya da tatillerde yalnız kalma yolları hakkında kitaplar üstünde çalışsam daha iyi olur. | Open Subtitles | رغم انه من المناسب ان أكتب عن كيف تعدين طبخة لشخص واحد أو كيف تقضين الاعياد وحدك |
Çünkü tek kişilik yemek pişireceğiniz zaman elde edilecek sonuç önemli olur. | Open Subtitles | لانكم عندما تطبخونها لشخص واحد من المهم فعلياً النظر للنتيجة النهائية تعلمون ؟ |
İyi, bana gidebiliriz, ama tek kişilik yerim var ve korkunç soğuk. | Open Subtitles | حسناً ، يمكننا الذهاب لشقتي لكن ليس بها مكان سوى لشخص واحد كما أنها باردة جداً |
Ama Lindbergh Atlantik'i geçtiği zaman yükü de Bir kişi ve biraz yakıt için anca yeterliydi. | TED | ولكن عندما قطع لندبيرغ الاطلنطي كان حمل طائرته مناسب فقط لشخص واحد وقليل من الوقود |
Yine de, gösteri devam etmeli. Bir kişi bile olsa. | Open Subtitles | ومع ذلك، يجب أن تظهر على المضي قدما، حتى لو أنها ليست سوى لشخص واحد. |
Son aylarda yalnızca Bir kişiye, tanımadığım bir hizmetçiye barut ağacı sattım. | Open Subtitles | لقد بعت مسهل لشخص واحد فقط في الأشهر الأخيرة خادم لم أعرفه |
Çember herhangi bir kişinin baş edebileceğinden daha fazla güce sahip. | Open Subtitles | الدائرة لديها قوة اكبر مما يمكن لشخص واحد ان يتحكم فيها |
Kiram 30,000 yen ve Tek kişi için biraz fazla. | Open Subtitles | قيمة إيجاري 30.000 ين وهذا كثير بالنسبة لشخص واحد |
Şayet ie geri dönersem, ki dönmeyeceğim çalışacağım tek bir adam var. | Open Subtitles | حسناً، إن لم أعد إلى العمل الصحفي وهو شيء مؤكد فلن أعمل إلا لشخص واحد وأنت تعلم ذلك |
Bu duygular bir insan için çok fazla. | Open Subtitles | يبدو أنه لديكِ مطالب كثيرة بالنسبة لشخص واحد |
Birbirleriyle yarışabilecek kadar zengin bir oda dolusu dünyanın en zenginleri varken, neden tek kişiye satsın ki? | Open Subtitles | لماذا تعرضه لشخص واحد اذا كانت لديك غرفه مليئه بأغنى رجال العالم ليزايدوا ضد بعضهم؟ |
Bir tek kişi bunu yapabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لشخص واحد فعل هذا ؟ |