Bu yarışmayı kazandığımızda Çin'de projemizi açıklamak için bir gösterim yapmak zorunda kaldık. | TED | لذلك عندما فزنا بالمنافسة كان علينا ان نقوم بعمل معرض بالصين لشرح المشروع |
Perde kalkmadan önce, ne yapacağımızı Donaldson'a açıklamak için yaklaşık 30 saniyem vardı | TED | فقط قبل ارتفاع الستار، كانت لديّ 30 ثانية لشرح للسيد دونالدسون ما كنّا سنفعل، |
Bay Rainsford evimdeyken kim olduğunu açıklama ihtiyacı duymayacak. | Open Subtitles | السيد. رينسفورد لا يحتاج أبداً لشرح سبب تواجُدُه فى منزلى. |
Elimde dil kemiği kırılmasını açıklayacak başka bir senaryo yok. | Open Subtitles | لقد فقدت التفسيرات البديلة لشرح كيفية انكسار عظمة الترقوة هذه |
açıklamam gerekmiyor ama açıklayacağım. | Open Subtitles | أنا لست في حاجه لشرح أي شيء، لكني سأفعل.. |
Eve bak! Bunu anneme açıklamanın bir yolu var mı? | Open Subtitles | انظرى إلى البيت، ليس هناك طريقة لشرح ذلك لأمى |
Bunu size anlatmak için, 1975 ile 1979 arasındaki Kızıl Kmerler rejimini anlatan kısa bir klibim var. | TED | حسناً لشرح ذلك، لدي فيديو قصير لتوضيح حكم دولة الخمير الحمر في الفترة من 1975 الى 1979. |
Bir bakıma, oyunların nasıl da etkileşim tasarımının en saf hali olduğunu görebilirsiniz ve tasarımı açıklamak için ne kadar kullanışlı bir yol olduğunu da. | TED | بطريقة ما، يمكنك مشاهدة ألعاب الفيديو هي أنقى جوانب تصميم التفاعل وهي مفيدة جداً لشرح ما هو التفاعل. |
Bunu en iyi şekilde açıklamak için bulduğum yol şu ki tahta ile ilgili düşündüğümüzde hepimiz ikiye dört inşaata alışkınız. | TED | وجدت أن أفضل طريقة لشرح هذا هو أننا جميعاً معتادين على مبنى اثنين في أربعة عندما نتحدث عن الخشب. |
Bu konuyla niçin bu kadar ilgili olduğumu açıklamak epey zaman aldı, yaklaşık 6 yıl öncesine kadar. | TED | لذلك استغرق مني الأمر بعض الوقت لشرح لماذا كنت متحمسة جدا لهذه المسألة، إلى من حوالي ست سنوات. |
Dileğimi açıklamak için, sizi simdiye kadar fazla insanin gitmedigi bir yere, dünyanın etrafına götürmeliyim. | TED | لشرح الأمنية ، يجب علي أن أخذكم إلى مكان لم يذهب إليه الكثير من الناس، وهذا المكان هو: حول العالم. |
Hayır, hayır, Gianni, açıklama yapman gerekmez. | Open Subtitles | لا، جياني. انه بخير. لم يكن لديك لشرح أي شيء. |
Tamam, ama Iütfen açıklama yapmama izin ver. | Open Subtitles | حسنا ، واندا ، أردت فقط للحصول على فرصة لشرح ويأتي بها. |
Aslında, yaptığım işleri sana açıklama ihtiyacının azalmasından dolayı gözle görülür bir ilerleme kaydettim. | Open Subtitles | في الواقع, الغير مثقل تواصلياً يحتاج لشرح أشياءاً لك, في الواقع لقد صنعت ترقيات ملحوظة. |
Sonunda onlarca gün ortada bulunmamasını, günlerce, aylarca kırmızı gözlerle çalışmasını açıklayacak mazaretlerini tüketti. | TED | وسرعان ما نفدت حججه لشرح تغيبه الكثير، بينما كان يعمل محمر العينين، ليلة بعد ليلة، شهراً بعد شهر. |
Çok fazla yolumuz yok ve her şeyi açıklayacak zamanım da yok. | Open Subtitles | فهناك الكثير من الأشياء تقع، ولن أملك وقتًا لشرح كلّ شيء |
Bunu da açıklamam gerekiyorsa zaten sana çok fazla para ödüyorum demektir. | Open Subtitles | لو أضطررت لشرح هذا لكِ محتمل أن أدفع لكِ راتب كبير |
Size durumu açıklamanın en iyi yolu sanırım çantama bakmanızdan geçiyor. | Open Subtitles | أنا فقط أعتقد أن أفضل طريقة لشرح الموقف هي أن تنظروا في حقيبة ظهري |
Bir çocuğa ölümü anlatmak için. Ve bir kilise müziğine layık." | TED | إنها لشرح وفاة الطفل. وهي تستحق قطعة من موسيقى أغنية عادية." |
20'li yaşlarında nonbinary cinsiyetini aile büyüklerine açıklamaya çalışan izleyicilerimden mailler alıyorum. | TED | تلقيت رسائل من مشاهدين في العشرين من عمرهم، كانوا قد استخدموا فيديوهاتي لشرح مفهوم غيري مزدوجي الجنس إلى أجدادهم. |
- Açıklamana gerek yok. Bizler koca adamlarız, değil mi? | Open Subtitles | لستِ مضطرة لشرح أي شيء لنا نحن ناضجين الآن ، ألسنا كذلك؟ |
Kızacağını biliyordum bu yüzden Heart şarkı grubundan sana fasulyeleri bir rüyadaymışçasına izah etmelerini rica ettim. | Open Subtitles | ؟ أعلم أنك مجنون, لذلك طلبت من فرقة القلوب. لشرح كيف يمكنك بحلم هضم هذه الفاصولياء. |
Hiçbir şeyi açıklaman gerekmiyor. | Open Subtitles | انسى أمر الجعة لست مضطراً لشرح أى شىء |
Başımıza gelen bütün o saçma şeylerin tek açıklaması bu. | Open Subtitles | هذة الطريقة الوحيدة لشرح كل الأمور المجنونة التي تحدث. |
Ekipmanlarımız hakkında bilmek istediğiniz birşey olursa size açıklamaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء كنت ترغب لمعرفة معداتنا وسأكون سعيدا لشرح ذلك لك |
Sana nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Ben... | Open Subtitles | لا يمكنُني إيجاد طريقة لشرح الأمر لكن، إني... |