Kız arkadaşa zamanı olduğunu sanmıyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | هو مشغول جداً جداً , أنا حتى لا أعرف إذا كان لديه وقت لصديقة |
Kendim hallettim kız arkadaşa ihtiyacım yok. Eğer topkek istersem, bunu kendim yaparım. | Open Subtitles | لقد أكتشفت أنني لست بحاجة لصديقة إن أردت كعك فيمكنني فعله |
Bu adam da krupiyenin kağıtlarını görüp... masadaki arkadaşına işaret veriyordu. | Open Subtitles | هذا الشخص يقرأ ورقة الموزع, و يعطي إشارة لصديقة على هذة المائدة |
Bir gazeteci arkadaşıma verecektim. | Open Subtitles | كان من المفروض أن أعطيها لصديقة لي ، فهي صحفية |
Oda arkadaşımın kız arkadaşına aşık olduğum yetmiyormuş gibi ha bu arada bence biliyor, ne zaman odada yalnız kalsak, aramızdaki şu tuhaf enerji var. | Open Subtitles | أنا عاشق لصديقة شريك غرفتي. كلّمرّةنكونفينفسالغرفة, هناك طاقة غريبة بيننا. |
Sadece 17 yaşındaydı, kendisinin olmayan bir bebek ve... kendisini aldatan kız arkadaşı için bunu yaptı. | Open Subtitles | كانفيالـ17, و فعل كل هذا من أجل ابن ليس ابنه و لصديقة خانته |
Michael'ın sevgilisine göre köpek Micheal'in, ama Köpek Lori'yi seçti. | Open Subtitles | وفقاً لصديقة " مايكل " الكلب كان له " الـ " كوهولا " أختار " لوري |
Sakın erkek arkadaş/kız arkadaş konuşmasını bitirdiğimizi sanma. | Open Subtitles | لا تظن أنّنا انتهينا من محادثة صديق لصديقة |
Onbaşı Andrew Peterson'ın San Ysidro'daki kız arkadaşının ismini öğrendik. | Open Subtitles | " إيرك " أعطني اسماَ لصديقة " أندرو بيترسون " في " سان يسيدرو " أحتاجه بسرعة |
Eşleşirsem diye bir arkadaşa ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج لصديقة هنا طالما أنها مباراة وحيدة |
Onun gibi bir arkadaşa ihtiyacım yok, özellikle de senin gibi biri varken. | Open Subtitles | ،لست بحاجة لصديقة مثلها في حياتي خاصّة وأنا لديّ صديقة مثلكِ |
Vaktin varsa, bir arkadaşa hayır demem. | Open Subtitles | لو لديك متّسع من الوقت، فأنا أحتاج لصديقة |
Kız arkadaşına Wade adına bir buket gül gönderdim. | Open Subtitles | لقد أرسلت لصديقة ويد دزينة من الوردِ منه |
Bir arkadaşına hediye verir gibi, bu kimseye zarar vermez. | Open Subtitles | كأصدقاء, هدية لصديقة وهكذا لن نؤذي أحداً |
Eski bir kız arkadaşıma trafik cezası yazacak kadar iyi bir polisti. | Open Subtitles | وكان لطيفاً للغاية ليعطي مخالفة لصديقة قديمة لي |
Yeni bir arkadaşıma nasıl birisi olduğumu neler olabileceğimi anlattım ve bana baktığında öyle korkmuştu ki bu bakışı binlerce kez görmek istiyorum. | Open Subtitles | إلى أين ذاهب الجميع؟ لقد كنت أتحدث لصديقة جديدة عمن أكون وما أنا بقادر عليه، والطريقة التي نظرت ليّ بها.. لقد كانت خائفة جداً. |
Yeni pazarlama müdürü çok yakın bir arkadaşımın arkadaşı. | Open Subtitles | المدير الجديد للتسويق، إنه صديق لصديقة مقربة لي |
Eski bir arkadaşımın dersine katılmaya geldim. | Open Subtitles | أتيتُ لحضور صف دراسي لصديقة قديمة |
Ona ne için kullanacağını sorduğumda güldü ve bir arkadaşı için olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سألته لم سيستخدمها و ضحك قليلا و قال انها لصديقة |
Jax Teller'ın sevgilisine silah doğrultan bir adam. | Open Subtitles | رجل يشير سلاحاَ لصديقة " جاكس تيلر" |
Bana satan adam, bir arkadaş için numarasını yemedi gibi. | Open Subtitles | الشاب الذي باعني إياها، لـم يُصدق أنها لصديقة لي. |
Tim'in kız arkadaşının büyük abisi yapmıştı. | Open Subtitles | الأخ الأكبر لصديقة "تيم"هو من فعل ذلك |
Evet, sonra eve gidip düşündüm, işinde büyük ihtimalle çok ama çok başarılı olan, böylesine değerli ve biricik dostuma nasıl öyle korkunç davrandım dedim. | Open Subtitles | نعم، وبعد ذلك ذهبت إلى البيت وفكرت، يا له من شيء مروّع أن أقول شيء كهذا لصديقة عزيزة والتي يحتمل أنها جيّدة في عملها. |
Bir pub'ı olan arkadaşım için haftada iki kez yapıyorum. | Open Subtitles | أصنعهم مرتين في الأسبوع لصديقة لي تملك حانة |