Belki zarfı Kız arkadaşına yalatmıştır. | Open Subtitles | ربما قال لصديقته ان تضع لعابها على الظرف |
Aslında o zamanlar Kız arkadaşına bir parti hazırlıyordu. | Open Subtitles | في الواقع، كان يخطّط لإقامة حفلة لصديقته في ذلك الوقت |
Belki zarfı Kız arkadaşına yalatmıştır. | Open Subtitles | ربما قال لصديقته ان تضع لعابها على الظرف |
Sanırım hala eski Sevgilisine karşı birşeyler hissediyor. | Open Subtitles | أظن أنه لا يزال يكن المشاعر لصديقته الحميمة السابقة |
Değersiz hisseleri Sevgilisine sattığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | اذن هل انت تقول بأنه كان يبيع اسهم لا قيمه لها لصديقته ؟ |
Bak benim bir arkadaşım iki cep telefonu yapmıştı biri karısı için diğeri sevgilisi için. | Open Subtitles | أتعلم، صديق لي دائماً ما يحتفظ بهاتفين منفصلين واحد لزوجته و واحد لصديقته |
Yüzbaşı Quill kız arkadaşıyla birlikte olduğunu öğrendiğinde ne oldu? | Open Subtitles | كيف تصرف النقيب كويل حيال ملاحقتك لصديقته ؟ |
Johnny Kwong'ı haklı kız arkadaşı Charlie Young'a iade ediyorum. | Open Subtitles | اتعهد على عودة السيد جوني كونج لصديقته الشرعية ، تشارلي يونغ |
Kız arkadaşına verdiği uyuşturucular, dikenli tellere takılarak ölmesine neden oldu. | Open Subtitles | المخدرات التي أعطاها لصديقته جعلتها تؤدي بحياتها إلى الموت على سلك شائك |
En iyi arkadaşının,Kız arkadaşına karşı birşeyler hissetiğini öğrendiğinde çılgına dönmüş olmalı | Open Subtitles | لا بد أنه كان مغتاظاً من أن صديقه يكن مشاعر لصديقته نعم ولكن ليس بسبب أن الاغنية تتحدث عني إذاً لمَ كان مستاءً ؟ |
Ya gazeteci çalışmalarının bir kopyasını saklaması için Kız arkadaşına verdiyse? | Open Subtitles | ماذا لو أعطى الصحفي نسخاً من عمله لصديقته لحفظها؟ |
Kız arkadaşına değiştiğini göstermek için o listeye adını yazdırdı. | Open Subtitles | إنه يضع نفسه على تلك القائمة لكي يبين لصديقته بإنه جاد حيال تغيير طرقه. |
Patronumun Kız arkadaşına herkesin içinde evlenme teklifi ettiğine inanbiliyor musun? | Open Subtitles | هل تصدق أن رئيسي إقترح علناً لصديقته ؟ " ذلك هو " مايكل |
Hayır, biliyoruz ki, bu şey onun Kız arkadaşına bulaştı. | Open Subtitles | -لا , نحن نعرف أنه قام بنقل العدوى لصديقته |
O sadece Kız arkadaşına çiçek götürmek istiyor. | Open Subtitles | انه يريد فقط حَمل الزهور لصديقته. |
Kız arkadaşına özel olarak yaptırmıştı. Tatlı kızdı. | Open Subtitles | لقد صنعت خصّيصاً لصديقته فتاة لطيفة |
Sevgilisine elinle hediye bıraktın ama. | Open Subtitles | لقد سلمت هدية ميلاد لصديقته للتو |
Blake kendi Sevgilisine döndü, sonra Amy de aynı şekilde... Ve Blake'in bir arkadaşıyla yattı. | Open Subtitles | هو عاد لصديقته ثم انتقمت بطريقتها |
Conner, konunun değişmesini sağlamak için sevgilisi Ashley'ye evlenme teklif etmeye karar verir. | Open Subtitles | في ظل الجهود المبذولة لتصيح الصورة الصحفية قرر (كونر) التقدم لصديقته الحميمة (آشلي) للزواج منها |
El çantanızdaki anahtarı alıp sevgilisi Bayan Van Dorn'un evine götürdüm ve dairesinin kapısını açtım. | Open Subtitles | أخذت المفتاح الذي ... كان بحقيبتكِ " لصديقته الآنسه " فاندول ... . |
Üzerinde para vardır diye düşündüm. Bay Ahlaklı'nın kız arkadaşıyla yaptığı pisliği temizlemesi için paraya ihtiyacı var. | Open Subtitles | توقعت أن لديكَ مال معكَ سيد "أخلاق" يجب أن يدفع لصديقته |
Bütün olan saygımla, Ben Lex için çalışırım kız arkadaşı için değil. | Open Subtitles | بكل الاحترام والتقدير,ساعمل لليكس وليس لصديقته |