Aklını kaçıracaktır, tüm hayatı boyunca.., ...istemiştir ama bütçesi hiç uygun olmadı. | Open Subtitles | هذا حقاً سيكون مفاجئاً له, لطالما أراد مثلها لطوال حياته, ولم يكن يوماً قادراً على شرائها |
Ama sonra fark ettim ki yaşamımız boyunca ondan nefret edebilir ya da onu affedebilirdik. | Open Subtitles | لكن إني أدركة أن كما تعلمين يمكن أن نكرهه لطوال حياتنا أو أننا نسامحه |
Zaten ergenliğe adımını atmış ve babası da aynı durumu hayatı boyunca yaşamış. | Open Subtitles | ولكن طفلكِ لن يتعايش معها ابنكِ قد جاوز مرحلة البلوغ وعانى والده من نفس الحالة لطوال حياته |
Brooklyn. Peki. Sana tüm gece için 300 Dolar veririm... | Open Subtitles | ساَعطيك 300 دولارَ نقداً , لطوال الليل, على شرط واحد. |
tüm gece boyu peçeteleri kimin aldığını tartışabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نتجادل لطوال الليل حول من أخذ المناديل |
- Al. Hey, bir tane demiştin! bütün akşam için bana iki tane kaldı. | Open Subtitles | أعتقد أنك قلت واحدة ، إن لدى إثنتان فقط باقيتان لطوال المساء |
Zavallı çocuk... bütün gün ya helikoptere ya da domates sosuna baktı zaten. | Open Subtitles | ذلك المسكين لطوال اليوم وهو يراقب المروحيات وصلصة الطماطم |
Zor bir kız olduğunu biliyorum. Hayatı boyunca öyleydi. | Open Subtitles | انا اعلم اني كنت شديد مع الفتاة لطوال حياتها |
Midem rahatsızdı ben de, bu yastığa osurayım, dedim bütün gün boyunca. | Open Subtitles | كنت مريض في معدتي لذا كنت ، سوف اظل اصدر الغازات في وسادتي لطوال اليوم |
bütün hayatın boyunca dualarım seninle sevgili oğlum. | Open Subtitles | أنا أعطيك بركاتي لطوال حياتك المديدة ، إبني الحبيب |
Eşcinsel olduğum için hayatım boyunca zorbalar peşimi bırakmadı. | Open Subtitles | لقد تعرضتُ لمضايقات كثيرة لطوال حياتي لكوني شاذً. |
bütün yıl boyunca ihtiyacı olan yiyeceğin üçte ikilik kısmını gelecek üç ay içinde yemek zorunda yani güneş ayağının altındaki buzları eritmeden önce. | Open Subtitles | خلال الأشهر الثلاث القادمة يجب عليه تناول ثُلثي حاجته لطوال السنة قبل أن تذيب الشمس الجليد من تحت قدميه |
Stratejiyse, dövüş boyunca yapacağın plandır. | Open Subtitles | الإستراتيجيّة هي خطتك لطوال فترة المباراة. |
Hayatımız boyunca gittiğimiz her yerde bizimle olacak. | Open Subtitles | سيتبعنا أينما ذهبنا لطوال حياتنا |
Dick Banger? Bayım, tüm hafta sonu için gerekli espri malzemesini verdiniz bize. | Open Subtitles | أنت يا سيدي وفرت لنا نكتا لطوال العطلة الأسبوعية |
- Aslında tüm gün buradaydın. | Open Subtitles | ثم عملت، ثم تناولت غداءك والآن كنت هنا لطوال اليوم |
Zavallı çocuk... bütün gün ya helikoptere ya da domates sosuna baktı zaten. | Open Subtitles | ذلك المسكين لطوال اليوم وهو يراقب المروحيات وصلصة الطماطم |
Evet Jerry. Bu yemekle bütün hafta sonu idare edeceksin. | Open Subtitles | نعم جيري أريد لهذا الطعام أن يكفيك لطوال العطله |
Çük Banger. bütün hafta sonu isminizle dalga geçtik. | Open Subtitles | أنت يا سيدي وفرت لنا نكتا لطوال العطلة الأسبوعية |