Bu evde bir yerlerde, klasik Saklambaç oyunu oynamakta tam bir usta. | Open Subtitles | هو في مكان ما بهذا البيت يلعب لعبة الإختباء على مستوى عالٍ |
Belki de çocuklar Saklambaç oynamaktan sıkılmıştır. | Open Subtitles | ربما الطفله تعبت من لعبة الإختباء و البحث |
Saklambaç mı oynayacağız, öyle mi? | Open Subtitles | نرغب بممارسة لعبة الإختباء والبحث إذاً، صحيح؟ |
Emily, Emily gel de bizimle Saklambaç oyna. | Open Subtitles | إيميلي، إيميلي، تعالي نلعب لعبة الإختباء معا |
Bir gün 6 yaşındayken Saklambaç oynamak istedi. | Open Subtitles | إحدى المرات وحين كنا بعمر ست سنوات أرادت أن تلعب لعبة الإختباء |
Neyse; babamın çalışma odasında saklandığımı hatırlıyorum muhtemelen kız kardeşimle Saklambaç oynuyorduk. | Open Subtitles | نعم, اتذكر ذلك الوقت كنت اتخبئ بمكتب ابي كنت دائماً العب لعبة الإختباء مع اختي الصغيرة, تعلم هذا؟ |
Ağaçlara bayılırım ve de evim muhteşem bir arboretuma yakın olduğu için çok şanslıyım, pazar günleri genellikle eşim ve 4 yaşındaki çocuğum ile oraya gideriz, ağaçlara tırmanırız, Saklambaç oynarız. | TED | أنا أحب الأشجار، وانا محظوظ للغاية، لأننا نعيش بالقرب من مشتل رائع، وفي أيام الأحد عادةً، أذهب هناك مع زوجتي والآن، مع طفلنا ذا الأربع أعوام ونتسلق الأشجار ، ونلعب لعبة الإختباء. |
Tren New York'tan ayrıldığından beri Saklambaç oynuyorum. | Open Subtitles | كنت العب لعبة الإختباء منذ أن "غادر القطار من "نيويورك |
Saklambaç oynadığımız günleri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر عندما كنا نلعب لعبة الإختباء ؟ |
Burada Saklambaç oynamıyoruz, tatlım. | Open Subtitles | هذا ليس كالقيام بالعد في لعبة "الإختباء" يا عزيزتي |
- Baba, Saklambaç oynamak istiyorum. - Pekala. | Open Subtitles | أبي أريد أن ألعب لعبة الإختباء حسنا |
Saklambaç. | Open Subtitles | لعبة الإختباء أغمضى عينيكِ |
Hadi Saklambaç oynayalım. | Open Subtitles | لنلعب لعبة الإختباء |
Şimdi Saklambaç oynayacağız, tamam mı? | Open Subtitles | سنلعب لعبة الإختباء, إتفقنا؟ |
Saklambaç oynayın bari. | Open Subtitles | نلعب لعبة الإختباء |
Ama Guru sayesinde kazandığım bu hayat ölümle Saklambaç oynuyor. | Open Subtitles | لكن هذه الحياة التي حصلتُ عليها بسبب (جورو) تمثل لعبة الإختباء و البحث مع الموت. |
Burası temiz bir yer. Hiç Saklambaç oynayacak havamda değilim! | Open Subtitles | لن أخوض لعبة الإختباء والبحث اللعينة! |
Bu kadar Saklambaç yeter. | Open Subtitles | حسناً , أنتهينا من لعبة الإختباء ! |
Pekâlâ, hadi Saklambaç oynayalım. | Open Subtitles | -حسنٌ، لنلعب لعبة الإختباء. |
Pamuk, benimle Saklambaç mı oynamak istiyormuş? | Open Subtitles | (ناعم)؟ هل تلعب لعبة الإختباء معي؟ |