İnsanlara tıbbı destek vermek için çok sayıda şefkatli bakıcıya ihtiyaç duymuyor muyuz? | TED | ألا تعتقد أننا نحتاج إلى الكثير من مقدمي الرعاية المتعاطفين لتقديم المزيد من الرعاية الطبية لعدد أكبر من الناس؟ |
Çok sayıda kadını güçlü ve etkili olabilecekleri konumlara taşımaya ihtiyacımız var. ve tabii erkeklerdeki dişil enerjiyi güçlendirmeye de. | TED | نحتاج لعدد حقيقي من النساء في مناصب قوة ونحتاج لإحياء الطاقة الأنثوية في الرجل |
Kesinlikle mavi ya da kırmızı bir üçgen oluşturarak günümüze dönmenize yardımcı olacak en az taş sayısı kaçtır? | TED | ما هو الحد الأدنى لعدد العقدات التي يجب أن تأخذها معك لإنشاء مثلث أحمر أو أزرق والعودة إلى الحاضر؟ |
Burada gösterilen gelirler ve varlıkların, şirketin büyüklüğüne göre göstergesi, ki burada şirket çalışan sayısı alınmıştır. | TED | وهذا يحصل ليكون دخل وأصول على عكس حجم الشركة كما هو مشار اليها تبعاً لعدد الموطفين لديها |
Geçmişte sipariş ettiğimiz bantların sayısına dair bir histogram çizerseniz, artık biraz azaldı. | TED | وإذا رسمت رسم بياني لعدد الإسعافات التي طلبناها في الماضي فقد تلاشت الآن. |
Görünüşü göre Birkaç yıl aynı adreste beraber kalmışlar yani birbirlerine yakın olabilirler. | Open Subtitles | كانا يعيشان سوياً في نفس المبنى لعدد من السنوات، لذا قد يكونا مقربين |
Yüksek sayıda insanı işbirliğine teşvik etmek gibi bir rol oynar. | TED | تلعب دوراً في التشجيع على التعاون لعدد كبير من الناس. |
Bu şekilde kaç tane olduklarını ve yeni bir eylem gerçekleştirebilecek sayıda olup olmadıklarını takip ederler. | TED | بهذه الوسيلة، يستمرون في معرفة عددهم ومتى يصلون لعدد كاف للشروع في نشاط جديد. |
azami sayıda düşmana, en aynı zamanda savunanı, istatiksel olarak olası karşıt ateş hatlarından... koruyan maksimum ölüm bölgesini temsil eder. | Open Subtitles | نطاق اكبر للضحايا، يحدث دمار اكبر لعدد اكبر من الاعداء بينما يبقي المدافع محمي |
Bununla birlikte, sindirim safhasında enzimler çok sayıda amino asite ayırır bu da acılık verir. | Open Subtitles | رغم ذلك خلال العملية تفككها الإنزيمات لعدد من الأحماض الأمينية مما يسبب المرارة |
Belirli sayıda söylemesi gerekiyor. Muhtemelen üçün katları. | Open Subtitles | يحتاج لأن يقولها لعدد معين من المرات ربما مضاعفات الثلاثة |
Pauli kabaca, her katın yalnızca belli bir sayıda elektrona yeri olduğunu belirten başka bir kuantum kuralının olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال باولي أن هناك قاعدة كمية أخرى تنص ببساطة على أن كل طابق يمكن أن يتسع لعدد محدد من الإلكترونات فقط |
Kayıp yok, patlamanın boyutu büyüdü ama zarar görenlerin sayısı azaldı. | Open Subtitles | لا ضحايا، تصعيد لحجم الانفجار و تقليل لعدد الضحايا |
Son ölüm sayısı 167'ye ulaştı. | Open Subtitles | ويتبيّن أن المحصلة الأخيرة لعدد القتلى انحصرت في 167 شخصًا |
Ama öldürdüğünüz masum insanların sayısı umurunuzda değildir! | Open Subtitles | لكنكم لا تعيرون اى انتباة لعدد الجثث لضحاياكم |
Her ne kadar güçlü olsam da bu büyü ile bir cadının gönderebileceği kişi sayısı sınırlı. | Open Subtitles | برغم قوتي، فثمّة حد لعدد الناس الذين بوسع ساحر واحد نقلهم بهذه التعويذة. |
kriz anında arayabileceklerini düşündükleri arkadaş sayısına bakılıyor. Rakam 1950lerden beri | TED | قامت الدراسة بفحص المعدل الأمريكي لعدد الأصدقاء الأقرباء الذين يمكن التعويل عليهم خلال الأزمة، |
Doğal afetlerin sayısına bakılırsa, Tanrı için de önemli değil. | Open Subtitles | نظراً لعدد الكوارث الطبيعية ليس للرب أيضاً |
İpin uzunluğuna ve içindeki iplik sayısına bakarsak birinin onu hazırlaması uzun sürmüş. | Open Subtitles | حسناً إستناداً لعدد الخيوط وطول الحبل تطلب من شخص وقت طويل لصنعها |
Bu nişan olayını Birkaç yıl uzatırız diyordum, sonra da kim bilir belki ben ölürüm, o şişmanlar falan. | Open Subtitles | توقعت بإمكننا تمديد فترة الخطوبة لعدد من السنين ، وبعد ذلك من يدري ربما أموت ، ربما هي تسمُن |
Bir sürü okul bana tam burs vermişti ve hepsi yok oldu, birden bire. | Open Subtitles | كان لدي العديد من العروض بمنح كاملة لعدد من الجامعات ثم ذهبت كلها، لمجرد ذلك |
El País senin hakkında bir yazı hazırlamamı istedi. | Open Subtitles | المدير طلب منى أن أعمل مقال عن حياتك لعدد الأحد |
Diğer hesaplamalar, enfeksiyon sayısının yaklaşık iki katı bir sayıya ulaştığını kaydeder. | TED | بعض التقديرات الأخرى لعدد الإصابات تضاعف هذا الرقم. |
Çünkü toplam süre, var olan blok sayısının faktöriyelinin bir fonksiyonudur. | TED | وذلك لأن الوقت الكلي عبارة عن وظيفة عاملية لعدد الأحجار المتواجدة. |