Yani, birinci sınıftayken bir yere kadar tamam ama, artık son sınıfız ve bu bütün bu bekaret meselesi bazı ciddi sonuçlara yol açmaya başlıyor. | Open Subtitles | أعني , عندما كنا في سنة قبل التخرج كان يمكن منذ البداية لكن سننا الأن كبير وما زلنا عذارا وكان هذا بداية لعواقب خطيرة |
Ama bu sanrılar kontrol altına alınmazsa bazı durumlarda nihayetinde çok tehlikeli sonuçlara varılabilir. | Open Subtitles | ومع ذلك، إذا الوهم لم يتم كشفه، النتيجة يمكن أن تؤدي أحيانا لعواقب خطيرة جدا... |
Telafisi olmayan sonuçlara yol açan bir kaza diyorduk. | Open Subtitles | إذن، حادثة تؤدي لعواقب لا يمكن عكسها |
Polisime yaptığın itirafın sonuçlarının farkında mısın? | Open Subtitles | أنت مدرك لعواقب الاعتراف الذي أدليت به لشُرطيّ؟ |
İkimiz de rutinimde yaptığım değişiklerin istenmeyen ama kaçınılmaz sonuçlarının farkındayız. | Open Subtitles | كل منا مدرك لعواقب حتمية غير مواجهة لتغييري الروتيني |
McNaughton Kuralı der ki... bir insanın akıl hastası olarak tanımlanabilmesi için... doğruyu yanlıştan ayırt edemiyor olması ya da... davranışlarının sonuçlarının bilincinde olmaması gerekir. | Open Subtitles | تنص قاعدة (ماكنوتون) على أن الشخص يجب ألا يكون قادرا على التفريق بين الصواب والخطأ و/أو ألايكون مدركا لعواقب أفعاله |