Yeraltı üslerinde onları paralize eden güçlü bir sinir gazı yaydık. | Open Subtitles | داخل معقلهم تحت الأرض، و نحن أطلق العنان لغاز الأعصاب قوية التي شلت لهم. |
Sinir gazı ile ilgili yeni ipuçları bulma konusunda hâlâ çıkmaz sokaktayız. | Open Subtitles | لازلنا في طريق مسدود بالنسبة لأي خيط جديد لغاز الأعصاب |
Seni gaza dönüştüreceğiz ve stratosfere boşaltacağız. | Open Subtitles | سنحولك لغاز, ونرسلك الى طبقات الجو العليا |
Bu sinir gazını zamanında ele geçirmenizin tek yolu, David Palmer'ı öldürme emrini kimin verdiğini bulmanızdır. | Open Subtitles | بسرعة كافية من خلال عمليات بحث تقليدية الفرصة الوحيدة للوصول لغاز الأعصاب هذا فى الوقت المناسب |
Bana günün sonuna kadar izin ver gerekirse gaz kullanırsın. | Open Subtitles | أنظر، فقط أمهلني حتى نهاية اليوم ولديكا لغاز لو خرجنا عن السيطرة |
Hızlı hızlı nefes almaya başladı sonra oksijen tüpü olduğunu sandığı tüpe ulaştı ama o tüp pediatrinin helyum tüpüymüş. | Open Subtitles | أصيبت بنوبة خوف ثم أرادت أخذ جرعة من خزان الأكسجين واتضح فيما بعد أنه خزان لغاز الهيليوم من قسم الأطفال |
Hidrojen gazının nasıl bir galaksiye girerek yıldız oluşturduğunu bilmek istiyorum. | TED | أريد أن أعرف كيف لغاز الهيدروجين أن يدخل مجرة ويخلق نجم. |
Suç savaşçıları, Los Angeles saha ofisi sarin gazı izi bulunduğunu söyledi. | Open Subtitles | اوه,يا محاربو الجريمة للتو تلقيت تأكيدا من المكتب الميداني ل لوس انجلس يثبت أنهم وجدوا أثار لغاز السايرن |
Sinir gazına maruz kalmanın etkilerini belgelemek için, teröristler tarafından çekilmiş. | Open Subtitles | لقد أعد هذا الارهابيون لتوثيق اثار التعرض لغاز الأعصاب |
Şehrin her yerinde sinir gazı kutuları olduğunu, ama nerede olduklarını bilmediğimizi mi? | Open Subtitles | أن هناك عبوات لغاز الأعصاب في كل أنحاء المدينة وأننا لا نعرف أين هي؟ |
Metan gazı patlaması sebebiyle soğutma sistemi onarılıyor. | Open Subtitles | نظام التبريد يتم إصلاحه بسبب إنفجار لغاز الميثان |
Elime bir ihbar geçtiği doğru lakin ben olay yerine vardığımda olay sadece bütan gazı patlamasından ibaretti. | Open Subtitles | لقد تلقيت مكالمة وتوجهت إلى هناك وحين وصلت إلى هناك ، إتضح ان الامر مجرد حادث لغاز البوتان |
Ama, sadece oksijen beslememiz olsaydı çok derine gidemezdik, çünkü oksijen zehirlenmesine çok çok erken girerdik. Bu yüzden başka bir gaza ihtiyacımız var, oksijeni seyreltebileceğimiz bir gaz, | TED | لكن، إذا كان لدينا فقط اسطوانة غاز الأكسجين لن نكون قادرين للذهاب أعمق، سنتعرض لسمية الأكسجين بسرعة جداً. لذا نحتاج لغاز آخر، شيء يخفف من الأكسجين |
Planktonu gaza dönüştürmek için hücreleri oluşturan uzun hidrokarbon zincirlerini alıp onları daha küçük ve hafif parçalara bölmeniz gerekir. | Open Subtitles | ، لتحويل العوالق لغاز يتوجب عليك أخذ السلسلة الهيدروكربونية الطويلة التي تتكون منها الخلايا و عليك أن تكسرها لأجزاء أصغر و أخف |
Eğer gaza maruz kalırsanız, atropini enjekte edin. | Open Subtitles | أذا تعرضتم لغاز "الأعصاب" أحقنوا نفسكم بـ "الأتروبين" فوراً. |
Onlara, hâlâ sinir gazını bulmaya çalıştığımızı söyledim. | Open Subtitles | .لقد أخبرتهم أننا لازلنا نحاول العثور على أي خيط يدلنا لغاز الأعصاب |
Sarı haç, hardal gazını tanımlayan küçük şifreleri. | Open Subtitles | الصليب الأصفر رمزهم الصغير لغاز الخردل |
"Sıçramalara, yer kabuğundaki tabakaların kayması sonucu serbest kalan zehirli bir gaz neden olmuştur. " | Open Subtitles | "كانت الرؤى نتيجة لغاز سامّ، "خرج من باطن الأرض، كنتيجة للإحتباس الحراري" |
- Kiliseden sonra tüp almamız lazım. | Open Subtitles | نحن بحاجة لغاز البروبين، سأحضره بعد الذهاب للكنسية |
Propan gazının Alberto'nun aracına dolmasını sağlamak için. | Open Subtitles | مما سمح لغاز البروبان المضغوط للهروب إلى سيارة ألبرتو |
Bilinen son sarin kullanımı iki yıl önce Suriye'de, Şam yakınındaydı. | Open Subtitles | أخر استعمال معروف لغاز السايرن كان منذ سنتين في سوريا,بالقرب من دمشق |
Arteriyel kan gazına bakalım. | Open Subtitles | علينا اجراء تحليل لغاز الدم الشرياني. |