Çünkü reşit olmayan, 17 yaşındaki bir kıza tecavüz ve uyuşturucuya teşvikten tutuklanmışsın. | Open Subtitles | تم القبض عليك من قبل بسبب الاغتصاب,الاعتداء وبيع المخدرات لفتاه كانت فى 17 من عمرها |
-Emin olamadım y eni tanıştığın bi kıza söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا، لن أكذب عليكِ هذا شيء خطير تخبره لفتاه قابلتها تواً |
Başka bir kızla konuşuyordu ve aralarında çok şey geçmişti, belli ki. | Open Subtitles | لقد كان يتحدث لفتاه أخرى وهناك الكثير من الماضي يمكن أن أقول |
Tabii o yaşta bir kız için öyle şeyler yapılmaz. | Open Subtitles | بالطبع لا بمكن فعل هذا لفتاه في مثل هذا السن |
Bana, bir kızın iki erkekle görüşmesi doğru gelmiyor, o kadar. | Open Subtitles | فقط ، أنا لا أعتقد أن هذا صحيح بالنسبه لفتاه أن ترافق رجلين |
Kendi hayatı gibi değil, sanki ona çok benzeyen birinin hayatı gibi. | Open Subtitles | ليس لنفسها لكن لفتاه تشبهها تماما |
Ben küçük bi kıza kan bağışı için Viktoria hastanesine geldim. | Open Subtitles | أنا فى مستشفي فيكتوريا للتبرع بالدم لفتاه صغيره. |
25 yaşındaki bir kıza göre gayet fazla kart var, sence de değil mi? | Open Subtitles | إنها كروت كثيرة بالنسبة لفتاه بالعشرين من عمرها, ألا تظن ذلك؟ |
Rexor onu bir kıza verdiğini söyledi. | Open Subtitles | ريكسور قال أنك أعطيتها لفتاه |
- Bir kıza yaklaşmamı istedi. | Open Subtitles | طلب مني ان اقترب لفتاه. |
Sen hiç bir kıza seni seviyorum demedin mi? | Open Subtitles | قبل من لفتاه " احبك " ابدا تقل الم |
Normalde bir kızla arkadaş olduğumda ya ben onu yatağa atmaya çalışırım ya da o beni yatağa atmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أحبه عادة عندما أكون صديقا لفتاه إما ان أكون احاول الحصول عليها او هي تحاول الحصول علي |
Bana siyah bir kızla çıkmak konusunda ne düşündüğümü sordu. Senin bu konuda fikrin ne? | Open Subtitles | سالني عن رايي في مرافقته لفتاه سوداء ؟ |
Konuyu değiştirmiş gibi olmayayım, ama bir kız nasıl el ilanına konu olur? | Open Subtitles | ليس لتغيير الموضوع كيف لفتاه مثلك أن تورط نفسها بإعلان؟ |
Her şeye inanmaya başlıyorum ve bu, 21. Yüzyıldaki bir kız için büyük bir şey... | Open Subtitles | لإصدق كل شيء، وذلك قفزة كبيرة جداً لفتاه القرن حادي وعشرون |
- bir kız için bu çok zavallı bir durum. - Yalnız gitmeyeceğim. İster inan ister inanma ama biri beni davet etti bile! | Open Subtitles | إذا كان الأمر مخجلا بالنسبه للولد فإنه بالنسبه لفتاه يكون محزنا |
İyi bir kızın ne kadar sıra dışı olabileceğini hiç fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف ابداً كم يمكن لفتاه جميلة ان تؤثر بي |
Gecenin bir yarısı, bir kızın karşısına çıkıp "bir göreyim haydi bir kerecik göreyim" diyen kişi sapıktır demiştin. | Open Subtitles | نعم . تذهب لفتاه في منتصف الليل وتقول دعيني اري مره واحده دعيني ارى . |
Kendi hayatı gibi değil, sanki ona çok benzeyen birinin hayatı gibi. | Open Subtitles | ليس لنفسها لكن لفتاه تشبهها تماما |