Ben uzun süre telefonda konuşmayı sevmem. | Open Subtitles | أنا كيندا أكره التحدث على الهاتف لفترات طويلة من الزمن. |
Kamyoncu olduğundan uzun süre yolda kalmaya alışık. | Open Subtitles | كونك سائق شاحنة يعني أنك على الطريق لفترات طويلة من الزمن |
Ayrıca, uzun süre ayakta durmak geri döndürülemez eklem ve sırt ağrısına sebep olur. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك، الوقوف لفترات طويلة من الزمن تسبب آلام المفاصل والظهر لا رجعة فيه. |
Sonuç olarak, ortamın bu elementlere uzun süre boyunca sahip olması lazım ki, biz bu sürenin başında hayatın başladığından, büyüdüğünden ve evrim geçirdiğinden emin olabilelim. | TED | بالتالي، يجب أن يكون لدينا هذه العناصر في البيئات لفترات طويلة من الزمن لنكون قادرين على الوثوق بأن هذه الحياة، عندما تبدأ في تلك اللحظة، يمكنُها أن تُحدث شرارة ومن ثم تنمو وتتطور. |
Deneyimlerimden yola çıkarak ruh hastalıklarının birçok farklı türü olduğunu söyleyebilirim bazıları uzun süre teşhis edilemezler. | Open Subtitles | أود فقط أن أقول على حسَب خبرتي أنا أن... هنالكرقممن أنواعمُختلفةمنالأمراضالعقلية! ويُمكن أن تكون غير مُشخصة لفترات طويلة من الزمن. |