Peki, öyle olsun, Cholo. Sadece beni burada yalnız başıma uzun süre bırakma... | Open Subtitles | نعم, حسنا, شولو فقط لا تدعني هنا وحيدا لفترة طويله |
Dolandırıcılardan öyle uzun süre kaçamazsın. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك الهروب لفترة طويله دون عواقب |
Tekrar açılmak için güvenli olduğundan emin olana kadar oldukça uzun süre böyle kalıyorlar. | Open Subtitles | يظلون على هذا الوضع لفترة طويله جداً وعندما يكونوا واثقين من الأمان يحلوا هذه الربطه |
uzun zamandır da bir suç örgütünün liderlerinden birisi olmasından şüphe ediliyormuş. | Open Subtitles | .. يرتاب أنه لفترة طويله كان أحد قادة منظمة إجرامية .. |
Onu uzun süreliğine içeri tıkmaya yetecek bazı tutanaklarla ilgili bilgiye sahiptim. | Open Subtitles | وردتني معلومات عن بعض صفقاته والتي يمكن ان تدخله السجن لفترة طويله جدا |
Sizden Uzun süredir nefret eden birisi. Çaresizce paraya ihtiyacı olan. | Open Subtitles | شخص ما كرهكِ لفترة طويله ، والذى هو بحاجة إلي المال. |
Biliyorum böyle deyince hiç uğraşmamışım gibi geldi ama Canal Sokağı'nda bayağı uzun süre durduk. | Open Subtitles | مما يجعل الأمر يبدو كما لو أنني لم أبذل فيه الكثير من العمل ولكنني فعلت، لأننا توقفنا في شارع القناة لفترة طويله جداً |
Görevi başındaki bir kanun adamını kaybetmek her zaman üzücüdür. Şerif yardımcısı Tillman ile uzun süre çalışmadım ama onu hepiniz daha iyi tanıyorsunuz ... | Open Subtitles | جميعاً ♫ ♫ دائماً عندما نفقد أحد رجال القانون أثناء تادية واجبهم ♫ ♫ أنا لم أعمل مع النائب تيلمان لفترة طويله.. |
Aşırı geniş hayalgücünü esrar veya başka bir şeyle daha da büyüttüğünü görürsem uzun süre burada kalırsın. | Open Subtitles | إذا رأيتك تشجع خيالك الخصب جداً مع الحشيش او أياً كان ماتتعطاه سوف تبقى هنا لفترة طويله |
Testisler uzun süre kan akışı olmadan duramaz. | Open Subtitles | الخصيه لا يمكنها العيش بدون دماء لفترة طويله |
Bunu uzun süre devam ettiremem. | Open Subtitles | لا أستطيع الإحتفاظ بهاذا لفترة طويله |
- Ona... ..uzun süre yatıştırıcı verildi. | Open Subtitles | مُخدر لفترة طويله |
uzun süre burada kalmayacak. | Open Subtitles | لأنها لن تبقى هنا لفترة طويله |
Seni çok uzun süre izledim. | Open Subtitles | راقبتك لفترة طويله |
Aklını kaybettin ve uzun zamandır aklın başında değil. | Open Subtitles | لقد فقدتي عقلك و لم تكوني واعية لنفسك لفترة طويله لذا اسمعي هذا |
uzun zamandır bu günü, evliliğimizi bekliyoruz, tamam mı? | Open Subtitles | لقد انتظرنا لفترة طويله ,لاجل هذا اليوم لزفافنا, حسنا ؟ |
Ama annem çok hastaydı ve uzun zamandır acı çekiyordu. | Open Subtitles | لكن والدتي كانت مريضةٌ جداً وقاست الالم لفترة طويله |
Işığı uzun süreliğine çalamam yoksa anlar ve bana kızar, falan. | Open Subtitles | لا يمكنني سرقة الأضواء لفترة طويله وإلّا سوف يعرف ويغضب وما إلى ذلك. |
Yani, Kyle çok uzun süreliğine işsizdi, ve kendisini işe yaramaz hissediyordu bir de o gece sarhoştu. | Open Subtitles | أعني , (كايل) كان عاطل عن العمل لفترة طويله . وكان يشعر بالإحباط وتلك الليلة , كان مخموراً |
Hans uzun süreliğine gitmişti. | Open Subtitles | غاب (هانز) لفترة طويله |
O kadar Uzun süredir yoldayım ki, çoktan Moskova yolundayımdır diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اقود لفترة طويله اعتقدت انه يجب ان اكون قرب "موسكو" الان |
Uzun süredir acı çeken ve kimi ya da neyi isterlerse silmeye anayasal hakları bulunan bir toplulukla ilgili. | Open Subtitles | بل هو بشأن مجتمع تم قمعه لفترة طويله يملك حقاً دستورياً لمسح ما يريدونه بما يريدونه |