Onları annem pişirdi ve bunun iyi bir jest olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أمى خبزتهم، وأعتقدت أنها ستكون لفته طيبة. |
Hayır. Bu büyük, romantik bir jest ve başarıyorum. | Open Subtitles | لا, هذه لفته رومانسية كبيرة ولابد من استغلالها |
Onun yeniden şovalyelik yapması güzel bir jest. | Open Subtitles | إعادة درجة فارس له هي لفته طيبه |
Hoş bir jest olabilir. | Open Subtitles | ستكون لفته رائعة منك |
Sadaka değil. Esirgeyici bir jest veya saygı. | Open Subtitles | إنها لفته إحترام أو غبطه |
- Çok hoş bir jest yapmışsın. | Open Subtitles | . حسنٌ, هذه لفته لطيفة |
- Bunu bir jest olarak kabul edin. | Open Subtitles | إعتبروها لفته للصلح. |
- Ne inanılmaz tatlı bir jest. | Open Subtitles | -يا لها من لفته لطيفه لا تصدق |