O zaman benim yardımıma güvenin. Krallık için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | يمكنك ائتماني على المساعدة إذاً فأنا مستعدّ لفعل أيّ شيء لمملكتي |
Diğer çocuklarının aksine senin için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أنا مستعدّة لفعل أيّ شيء من أجلكَ |
Babam için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | مُستعد لفعل أيّ شيء من أجل والدي. |
Senin için her şeyi yaparım, oğlum. | Open Subtitles | أنا مستعدّ لفعل أيّ شيء لأجلك يا بنيّ |
Aklımda bir şey yapmak yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أخططّ لفعل أيّ شيء. |
Lakin niyetim vücudumu eski haline döndürmek. Bunun için Her şeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك أودّ استعادة جسدي، إنّي على استعداد لفعل أيّ شيء. |
Marge, beni terk etmemen için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | (مارج)، أنا مستعد لفعل أيّ شيء لإبقائك في حياتي |
Yani onu kurtarmak için her şeyi yaparım. Buna gıpta ediyorum. | Open Subtitles | -لذا فإنّي مستعد لفعل أيّ شيء لإنقاذها |
Seni korumak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | -أنا مستعدٌّ لفعل أيّ شيء لحمايتك |
Ben de Henry'yi geri getirebilmek için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | وهو أنّي مستعدّ لفعل أيّ شيء للعودة إلى (هنري) |
Evet, Adrian Chase'i elektrikli sandalyeye gönderecek her şeyi yaparım. | Open Subtitles | إنّي مستعد لفعل أيّ شيء يؤدي بـ (أدريان تشايس) لكرسي الإعدام الكهربيّ. |
Yasemin, senin için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | -ياسمين)، أنا مستعدّ لفعل أيّ شيء لأجلك) |
Conrad bir halkla ilişkiler uzmanı tuttu bizim yaptığımız her şeye çomak sokacak, düğünü teşvik etmek de buna dahil, eğer hızlı hareket etmezsek, bir şey yapmak için çok geç olacak. | Open Subtitles | لقد استعان (كونراد) بمستشارة للعلاقات العامة وهي مصممة على تلميع كلّ ما نقوم به بما في ذلك الترويج لهذه الزيجة لذا فإن لم نتصرف بسرعة سيكون الأوان قد فات لفعل أيّ شيء |
Benim için Her şeyi yapmaya hazır biri. | Open Subtitles | مستعد لفعل أيّ شيء لأجلي |