Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. | TED | ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به. |
YNH: Bence, gerçekliği anlamak için, doğruyu anlamayı istemeyi istememiz gerekiyor. | TED | يوفال: أعتقد اننا يجب ان نريد لنريد لمعرفة الحقيقة، لفهم الواقع. |
Veya: Orta Amerika'yı daha iyi anlamak için ne yapabiliriz? | TED | أو: ما الذي يمكننا القيام به لفهم الوسط الأمريكي أفضل؟ |
Bir psikoloji araştırmacısı oldum ve çalışmalarımı insanların diğerlerini önemseme kapasitesini anlamaya adadım. | TED | لقد أصبحت باحثة علم النفس، وكرَست عملي لفهم قدرة الإنسان على الإهتمام بالآخرين. |
Bak, birini anlamanın en iyi yolunun, onun hikayesini dinlemek olduğunu düşünürüm. | Open Subtitles | اسمعي، اكتشفت دائماً أن أفضل طريقة لفهم إنسان هي أن تسمعي قصته. |
Bu dünyada, hayatın keyiflerinin, avucun içindeki bir tüyün okşamasına benzediğini anlamam çok uzun zaman aldı. | Open Subtitles | استغرق مني زمن طويل على هذه الأرض لفهم ما هية مباهج الحياة. مثل مداعبة ريشة على راحة يديكِ. |
Bu konuyu derinlemesine araştırdım, kalbi anlamak için okuyabildiğim kadar okudum, araştırmacılarla tanıştım ve Hindistan'da birçok laboratuvarda çalıştım. | TED | قد استقصيت هذه القضية أكثر وقرأت كل ما بوسعي قراءته لفهم القلب، وقابلت باحثين وعملت في مختبرات في الهند. |
İhtiyacımız olan şey yiyeceklerimize ne yaptığımızı anlamak için geçmişe dönmek. | TED | ما نحتاج القيام به هو العودة إلى الوراء لفهم ماهيّة طعامنا. |
Haç sadece bir sembol değildi. Bazı mistik metinleri anlamak için kullanılırdı. | Open Subtitles | الصليب كان أكثر من مجرد رمز لقد كان يستخدم لفهم النصوص الغريبة |
anlamak için çalışırsak, belki bir gün tutkularımızı kontrol etmek mümkün olabilir. | Open Subtitles | لفهم وعمل ربما علينا بيوم ما سنكون قادرين على السيطرة على عواطفنا |
Şu anlaşılıyorki robotlar insan davranışını anlamak için çok ilginç bilimsel bir araç haline geliyorlar. | TED | لقد اتضح الان ان الروبوتات أصبحت في الواقع أداة علمية جديدة مثيرة للاهتمام حقا لفهم السلوك البشري |
Ancak modern ve karmaşık bir dünyada, karşılaştığımız riskleri anlamak için modellerie ihtiyaç duyarız. | TED | لكن في عالم متحضر و معقد، تحتاجون إلى نماذج لفهم الكثير من المخاطر التي تواجهنا. |
Brodelli vücudu anlamaya yönelik uğraşında onu basit bileşenlere ayırdı. | Open Subtitles | قام بوريلي في محاولاته لفهم الجسم بتحليله إلي مكوناته البسيطة |
Çünkü ondan sonra, bu küçük şeyler son derece şaşırtıcı bir gerçekliği anlamaya açılan mütevazi bir arka kapı gibi davranır. | TED | لأنه فيما بعد، ستعمل هذه الأشياء الصغيرة كنوع من مدخل متواضع آخر لفهم الواقع المفاجئ بشكل لا نهائي. |
Sorunu anlamaya yönelik ulusal bir çalışma başlatıncaya kadar bu soruna kimse pek dikkat vermemişti. | TED | ولكن لم يبدِ أحدهم كثيرًا من الاهتمام بذلك إلى أن أطلقنا دراسة على مستوى الأمة لفهم أسباب المشكلة. |
Çok daha derin ve daha sistematik bir toplumsal sorunun ne olduğunu anlamanın saf dilli bir yolu. | TED | هذه طريقة ساذجة لفهم ما هي مشكلة اجتماعية أعمق بكثير وأكثر منهجية. |
Ortaklarım ek alımlar yapmak istiyorlar işle ilgili bir kaç şeyi daha anlamam gerek bu nedenle hala paranın nerede basıldığını görmeliyim. | Open Subtitles | شركائي يرغبون بشراء كميات إضافية ولكن سأحتاج لفهم عمليتكم بشكل أفضل إذن، لازلت أرغب برؤية أين تطبعون الدمغة |
Sonuç olarak bilim insanları hâlâ fizik yasalarını anlama ve evrenin sırlarını açığa çıkarma çabaları devam ederken içlerindeki bu "buz gibi soğuk" atomlardan yardım alıyorlar. | TED | فبينما يستمر الباحثون في مساعيهم لفهم قوانين الفيزياء واكتشاف غموض الكون، ستساعدهم برودة الذرات في تحقيق ذلك. |
Sonbaharda yapraklarını dökmüş bir ağacın üzüntüsünü anlayabilmek için, baharda yeniden çiçekler açtıran yaşam döngüsünü iyi kavramak gerekir. | TED | فهم سبب حزن الأشجار التي تفقد أوراقها في الخريف هو محاولة لفهم دورة الحياة التي تعطينا أزهارا في الربيع. |
Sanırım asıl büyük problem, karşılaştığımız problemlerin hangisinin yeterince iyi olduğunu anlayacak kadar zeki olmayışımız. | TED | أعتقد بأن المشكلة الكبيرة هي أننا ليسوا أذكياء بصورة كافية لفهم أي المشاكل التي نواجهها جيدة بصورة كافية. |
Bunu cevaplamak için depremlerin oluşumunun altında yatan bazı teorileri anlamamız gerekiyor. | TED | للإجابة على هذا، نحن بحاجة لفهم بعض النظريات حول كيفية حدوث الزلازل. |
Fakat bu da muhtemel bir sıkıntı doğurur çünkü bütün bu bilgiye anlam katabilmek için onu işleyebilmemiz gereklidir. | Open Subtitles | لكنّ ذلك يتضمن عيب محتمل، لأنّ و لفهم كلّ تلك المعلومات نحن بحاجة إلى أن نكون قادرين على معالجته. |
Rambaldi'nin bilinmezini bulmak için heyecanlanmışken şifreyi yanlış çözmüşüz. | Open Subtitles | فى أثناء أندفاعنا لفهم لغز رمبالدى أسأنا فهم الكود |
Eğer Bilgisayar'ı kafandan çıkartmak istiyorsan o bilgisayarı anlaman gerek. | Open Subtitles | سوف تحتاجهم لفهم هذا الحاسوب أذا كنت تريد اخراج التداخل من رأسك |
İkimizin bir türlü konuşamadığımız konuları anlamama yardımcı oldu. | Open Subtitles | لقد ساعدتني كثير لفهم تلك الأشياء التي كنت أنا وأنت غير قادرين عن التكلم بها |
Sanki yalnızlığını anlamana yardım etmekten çok, senden büyük bir şeyin parçası olduğunu gösterir. | Open Subtitles | يجعل الناس يشعرون أن هناك طريقة لفهم حدتك ولكن وسيلة ليشعروا بأنهم جزء من شيء أكبر من نفسك |
Bir kocanın eşiyle olmak istemesini anlayamayacak kadar aptal mıyım yani? | Open Subtitles | كنت أعتقد أنني غبية جدا لفهم يحتاج الزوج ليكون مع زوجته؟ هاه؟ |
Kainatın neden bu şekilde inşa edildiğini anlamak istiyorsak bu anlaşılması zor kuvveti tam olarak çözmek zorundayız. | Open Subtitles | لو أردنا معرفة سبب تشكّل الكون بهذه الطريقة, سنحتاج لفهم كامل لهذه القوّة المُراوغة. |