Kendisini öldürmek için eğitilmiş 4,000 Kübalıdan 250 metre uzaklıkta kahvaltı yapıyor. | Open Subtitles | يتناول الإفطار على بعد 300 قدم من 4 آلاف كوبي مدربين لقتله |
Test pilotunun öldüğüne ve senin onu öldürmek için sebebin olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن طياركم الإختباري قد مات و نظن أنه لديك الدافع لقتله |
Eddie aracı her nereye götürdüyse, birisi onu öldürmeye çalışmış. | Open Subtitles | أينما قاد إدي أن سيارة أجرة، حاول شخص ما لقتله. |
Evan bir daha yaşlandığında, çıkan enerji hem kendisini hem de yakınındakileri öldürecek. | Open Subtitles | عندما يتقدم إيفان بالسن المره المقبلة سيطلق طاقة كافيه لقتله وكل من بقربه |
Şimdi onu avlayıp öldürmenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | نحن يجب الآن أن نطارده ونجد طريقا لقتله. |
Paris'te polis öldürmekten,... ..Londra'da mücevher hırsızlığından,... ..Cologne'de adam öldürmekten aranıyor. | Open Subtitles | مطلوب لقتله شرطيا في باريس متهم بسرقة مجوهرات في لندن مطلوب أيضا لقتله شخصا في كولونيا |
Lütfen Marsilya polis memurunu öldürme suçundan aranan Amerikan vatandaşı... | Open Subtitles | رجاءًا مواطن أمريكي مطلوب القبض عليه لقتله لضابط شرطة فرنسي |
Soygun neyse de, birini soğukkanlılıkla öldürmek taş kalpli olmayı gerektirir. | Open Subtitles | السرقة شيء لكن اختيار شخص ذو قلب بارد لقتله بدم بارد |
Eğer onu bir Rus öldürmek isteseydi bunu Rusya'da yapardı. | Open Subtitles | أعتقد أن لو أراده أحد الروس ميتًا لقتله في روسيا |
sonra diğeri silahı burnuna sokup beynine ufak bir kapsul enjekte eder ki daha sonra onu öldürmek için kullanacak, kötü adamların yaptığı gibi. | TED | و يدس مسدسه فى أنفه و يطلق تلك الكبسولة الصغيرة داخل مخه الكبسولة التى سيستخدمها لاحقا لقتله ، كما يفعل الأشرار. |
Yemeğin peşine düşmek sorun değil. öldürmek için birinin peşine düşmek? | Open Subtitles | الصيد بحثا عن الطعام ، هذا جيد ولكن تعقب رجلا لقتله ؟ |
Ninja kılıcı öldürmeye yetecek kadar kalın değildi bu yüzden boğmuşlar. | Open Subtitles | سكين النينجا ما كان في الدّاخل أكثر من بوصة ليس عميق بما فيه الكفاية لقتله لذا أغرق |
Dokuz ölümün acısını hissedecek ve bu kesinlikle onu öldürmeye yetebilir. | Open Subtitles | بعدها سيشعر بألم موته لتسع مرات، وهذا قد يكون كافياً لقتله بالفعل |
Şartelde onu öldürmeye yetecek kadar akım olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أظن صندوق التيار لديه تيار كافي لقتله |
Belki de onu çok seven kızlardan biri, öldürecek kadar da kıskanmıştır. | Open Subtitles | لكن ربما إحدى تلك الفتيات اللواتي أحبّوه كثيرًا كانت غيورة كفاية لقتله |
Packard'ın çetesinden öldürecek kimse kalmadı. | Open Subtitles | لا يوجد أحد أخر من عصابة باكارد حياً لقتله |
Suikasta uğrayacağı zaman, bunu gerçekleştirecekler onu öldürmenin neredeyse imkansız olduğunu gördüler. | Open Subtitles | وعندما همّ المتآمرين لقتله أكتشفوا أنه من المستحيل أن يفعلو ذلك |
-Karısını öldürmekten, belki ama öbürküleri onun öldürmediğine eminim. | Open Subtitles | ماذا تقصد؟ لقتله زوجته ربما لكني متأكد أنه لم يقتل الأخريات |
Sohbeti, onu öldürme fırsatını nerede elime geçirebileceğimi anlatmıştı. | Open Subtitles | حديثه أرشدني إلى المكان حيث يمكنني أن أتحين الفرصة لقتله |
Gidip yok edilemez adama, birinin onu öldürmeyi planladığını söylemeliyim. | Open Subtitles | سأذهب كي أخبر الرجل المنيع أن هناك من يخطط لقتله |
Ya Dr. Prince daha doğmamışları öldürdüğü için cehennem ateşinde yandıysa? | Open Subtitles | إذا يحرق الدّكتور الأمير نار في الجحيم لقتله الغير مولودين؟ |
Tamam, sen arabayı ön tarafa getir. Onu ben öldüreceğim. | Open Subtitles | أحضري العربة أمام الباب، وأنا سأذهب لقتله. |
O domuzların hapishanede ona yaptıklarından sonra bizden bir çok insanı öldürdükten sonra bir D'Haran'ı öldürdü diye öz kardeşimi cezalandırmana izin vereceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنني سأتركك تعاقبين أخي لقتله الدهاري؟ بعد ما فعله هؤلاء الخنازير به في السجن |
Bir fahişeyi levyeyle öldürüp yol kenarına atmaktan tutuklanmış. | Open Subtitles | اعتقل لقتله عاهرة بعتلة، تركها على جانب الطريق السريع |
Ama Nilsen bunları öğrenince, ona öldürmesi için bir neden verdi. | Open Subtitles | لكن نيلسون إكتشف ذلك و هذا ما أعطاها دافعا لقتله |
Onu öldüren silah bizim kullandıklarımızla aynıymış. | Open Subtitles | المسدس المستخدم لقتله هو الذي نستخدمه نحن الضباط. |
Zamanında dönüp onu öldürmüş olmasının imkanı yok. | Open Subtitles | الحافلة, إختناق حركة السير هذا مُحال أن تعود في الوقت المحدد لقتله |