Seçtiğin savaşta sana inandı. | Open Subtitles | لقد آمنت بك في المعركة التي اخترتها |
Ben milyonlarca Amerikalı gibi, fotoğrafçılara inandım. | TED | لقد آمنت بالتصوير، وكذلك ملايين من الأمريكيين الآخرين. |
Cesaret ve azimle, görevinin özgürlüğü onurlandırmak uğruna yapılması gerektiğine inandın. | Open Subtitles | لقد آمنت بكل شجاعة وحزم بالقيام بواجبك في سبيل كرامة الحرية |
- Sana inanmıştım. - Üzgünüm ejderha savaşçısı, | Open Subtitles | لقد آمنت بما فى داخلك - آسف، يا محارب التنين - |
Sonsuz cenneti bulduğuma, gönülden inanıyordum ta ki o geceye kadar. | Open Subtitles | لقد آمنت حقاً بأنني وجدت ..... جنة الخلد .... |
Buraya değişmeyi göze alarak inanmıştı, bu onu orada terkettiğimiz haliydi. | Open Subtitles | لقد آمنت بكل هذا كثيراً حتى تتغير أبداً لذا هنا بالضبط حيث تركناها |
Gerçekten bir fark yaratabileceğine inandı. | Open Subtitles | لقد آمنت حقاً أنّ بوسعها إحداثُ فارق |
Hep, bir gün senin geri döneceğine inandı. | Open Subtitles | لقد آمنت دائماً إنكِ ستعودين |
Her zaman bana anlattığın herşeye inandım. | Open Subtitles | لقد آمنت بك دائماً وبكل شيء أخبرتنى به |
Bir gün Kore'nin, insanlarımızın çabasıyla tıpkı isminde olduğu gibi bir Halk Cumhuriyeti olacağına hep inandım. | Open Subtitles | لقد آمنت دائماً بأنه في يوماً ما كما أُطلق عليها هذا الإسم بأن الناس من خلال جهودهم الخاصة سيجعلون من كوريا حقاً جمهورية شعبية ديمقراطية |
Her zaman inandım, hepinize, bütün hayatım boyunca inandım! | Open Subtitles | لقد آمنت دائما بكم جميعا طوال حياتي |
Sana ne yaparsam yapayım sen benim iyi bir insan olduğuma inandın. | Open Subtitles | ، بغضّ النظر عمّا فعلته لك لقد آمنت أني شخص طيب وأني لن أؤذيك |
- Epey ikna edicisin. - Bana inandın, bu önemliydi. | Open Subtitles | ـ أنت شخصية مقنعة للغاية ـ لقد آمنت بي، هذا يعني شيئًا |
Fransa maçından önce kendine inandın, | Open Subtitles | لقد آمنت بنفسك ضد فرنسا |
Ne bileyim, inanmıştım. | Open Subtitles | ولكن لا أدري، لقد آمنت بها حقا |
Sana kimse inanmıyorken ben inanmıştım Phil. | Open Subtitles | لقد آمنت بك عندما لم يؤمن بك أحداً |
Bekleyeceğine gerçekten inanmıştım. | Open Subtitles | لقد آمنت حقاً بأنك ستفعلين. |
Hayır, tamamen sana inanıyordum. | Open Subtitles | كلا, لقد آمنت بك |
İnan bana, geri dönüp Thompson'ı ikna ettiğini söyleyeceğine gerçekten inanıyordum. | Open Subtitles | صدقني , لقد آمنت أنك ستعود و تخبرني أن( تومسون)معنا... أنا لم أرى أي داعي لهذا |
Ve ona da inanıyordum. | Open Subtitles | و لقد آمنت بها |
Buraya, değişmeyi göze alarak inanmıştı. | Open Subtitles | لقد آمنت بكل هذا كثيراً حتى تتغير أبداً |