Senin gibi birinin bundan böyle onu hiç alakadar etmediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن إخبرك أنه لن يهتم بك أكثر من هذا |
Bana dedesini ziyaret etmek için şehir dışında olduğunu, yarın döneceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن الطفل خارج الولاية يزور أجداده و سيعود في الغد |
Evet. Bana babamın kendini öldürmediğini ve bir kahraman olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن أبي لم يقتل نفسه، بل أنه كان بطلاً.. |
Gördüğüm en seksi kızın onu aramak için geleceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن هناك كتكوتة مثيرة يراها سوف تبحث عنه |
Dün ona esneme antrenmanları için ısrar ettiğimde ayaklarımı enseme alıp top olmamı ve yuvarlanmamı söyledi. | Open Subtitles | البارحه ,عندما أصررت أن يقوم بتمارين الشد لقد أخبرني أن أضع قدمي خلف رأسي و أدور حول نفسي |
Bu brujonun annesine bir büyücünün tecavüz ettiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن أمّ بروجو إغتصبت من قبل ساحر |
Ve olmalı da. Kardeşine para verip susturmamı söyledi ama ben yapmadım. | Open Subtitles | وله الحق في ذلك، لقد أخبرني أن أدفع لأخيه نصيبه، ولكنّني لم أفعل |
Burasının şehrin en iyi lokantası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن هذا هو أفضل مطعم في المدينة |
Bana, herşeyi bırakacak kadar sevdiğiniz birini bulduğunuzda, mirası size bırakmamı söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن اعطيك الميراث عندما تجد الشيء الذي يجعلك تقيمه أكثر للإستلام كل شيء |
Latnok'un değiştiğini, senin ve benim bu değişime yardım edebileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن اللاتنوك تتغير و أنه يمكننا أنا و أنت أن نساعد في هذا التغير |
Bana, evimizde kahvaltıdan sonra, merdivenlerden yukarı çıkarken akciğerlerinde bir sorun olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن.. لديه شيء في الرئة أخبرني بذلك فيما كنا على السلالم, في منزلنا بعد الإفطار, هكذا بشكل عابر |
Her neyse, Bana hemen hastaneye gitmemi söyledi. | Open Subtitles | على اية حال , لقد أخبرني أن اذهب إلى المستشفى على الفور |
Babam için adaleti sağlamanın tek yolunun bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن هذه هي الوسيلة الوحيدة لتحقيق العدالة من اجل أبي. |
Kahvaltının ortasında sütün bittiğini söyledi ve köşedeki dükkâna gitti. | Open Subtitles | في منتصف طعام الإفطار ، لقد أخبرني أن اللبن نفذ وذهب للمتجر في الجوار |
Bana iş gezisinde olduğunu söylemişti. Neden bundan haberim olmadı? | Open Subtitles | لقد أخبرني أن لديه سفر عمل لماذا لم أتطلع على هذا؟ |
Bana erken gelmemi emretmişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن آتي مبكراً إليه ولقد تأخرت ساعة تقريباً |
Bir aksilik olursa bunu size vermemi söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن أعطيك هذا لو كان هناك أي اعتراض. |
Hayır, sizi haplamadım. Bana ekstazi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لم أخدركم , لقد أخبرني أن هذا سيقوم بإثارتنا |