Bilirsiniz, fakat sonra buna mecbur olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | وكما تعلمن، لقد أدركت بأنني يجب أن أدعها تذهب |
Aslında fark ettim de, güneş odasının nerede olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد أدركت بأنني لا أملك فكرةً عن مكان غرفة التّشمس |
Kate şimdi fark ettim. Arama programında bir şeyi gözden kaçırmışım. | Open Subtitles | كيت، لقد أدركت بأنني أغفلت شيئا في برنامج البحث |
Bunu listeme yapamayacağımı fark ettim. | Open Subtitles | لقد أدركت بأنني لا أستطيع فعلها في قائمتي |
Daha önce dairene gelmediğimi fark ettim. | Open Subtitles | - تعرفين ، لقد أدركت بأنني لم أتِ الي شقتكِ من قبل |
Şunu bil Tim, fark ettim ki hiçbir erkeğin tatmin edemeyeceği kadar çok arzuya sahip olan benim. | Open Subtitles | (أوه، كما تعلم (تيم لقد أدركت بأنني أنا التي لديها أحتياجات |