| İzinsiz ödünç aldım ama geri getirmeye niyetliydim. | Open Subtitles | لقد استعرته فقط بدون إذن ولكني نويت أن أعيده |
| - Satın almadım, önceden konuştuğumuz gibi işten ödünç aldım. | Open Subtitles | -كلا, في الحقيقة لقد استعرته كما تحدثنا عن ذلك |
| Evet onu ödünç aldım. Ve aldığıma çok memnunum. | Open Subtitles | نعم, لا, لقد استعرته ومسرور انى فعلت |
| ödünç almıştım. | Open Subtitles | لقد استعرته علمت أنه قد يكون في متناول اليد |
| Çizmeler onun. Sabah ödünç almıştım. | Open Subtitles | انه حذاءه, لقد استعرته هذا الصباح |
| ödünç aldım aslında. Geri götürecektim hep. | Open Subtitles | حسنا, لقد استعرته لطالما نويت ارجاعه |
| ödünç aldım, benim değil. | Open Subtitles | إنه شيئًا استعرته. لقد استعرته. |
| Ben çalmadım. ödünç aldım. Ryan'a giden yolu aydınlatır. | Open Subtitles | أنا لم أسرقه لقد استعرته حتى يضيء الطريق إلى (راين) |
| Deniz altı'nı çalmadım, Dawry. Sadece ödünç aldım. | Open Subtitles | انا لم اسرقه، لقد استعرته فقط |
| Sadece pantolonundan ödünç aldım. | Open Subtitles | لقد استعرته فحسب من بنطالك |
| Üstat'tan ödünç aldım. | Open Subtitles | لقد استعرته من الزعيم |
| Hemşirelerden birinden ödünç aldım. | Open Subtitles | لقد استعرته من احدى الممرضات |
| Young Woon'dan ödünç aldım. | Open Subtitles | لقد استعرته من يونغ وون |
| Mezurayı, oldukça düşünceli davranan TED ekibinden ödünç aldım. | TED | لقد استعرته نوعا ما من TED. |
| - Götürmedim. ödünç aldım. | Open Subtitles | - لم أخذه، لقد استعرته. |
| Sadece ödünç aldım. | Open Subtitles | - لقد استعرته فحسب - |
| Yatı kulüpte dövüşürken ödünç almıştım. | Open Subtitles | لقد استعرته عندما كان في النادي |
| ödünç almıştım. | Open Subtitles | لقد استعرته. |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 