ويكيبيديا

    "لقد رأى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gördü
        
    • görmüş
        
    • de görmüştü
        
    • baktı burada
        
    • Benim gördüklerimin
        
    Bizim kılıçlarımız gibi, bu kılıç da çok acılar ve çok kan gördü. Open Subtitles و مثلنا جميعاً , لقد رأى الكثير من الألم , الكثير من الدم
    Bizim kılıçlarımız gibi, bu kılıç da çok acılar ve çok kan gördü. Open Subtitles و مثلنا جميعاً , لقد رأى الكثير من الألم , الكثير من الدم
    - Beni duymadı. - Kar maskeli birini gördü, o kadar. Open Subtitles إنه لم يسمعني لقد رأى شخصًا مرتديًا قناع تزلج، انتهى الموضوع.
    Efendim, işte adam bu. Olay olduğu anda tam oradaymış. Her şeyi görmüş. Open Subtitles سيدي، هذا الرجل، إنه كان هناك عندما وقع الحادث، لقد رأى كُل شيء
    İnsanlar gerçek dehşetler görmüş, fantastik folklordan korkmaz olmuştu. TED لقد رأى الناس أهوالًا حقيقية، ولم يعودوا يَخَافون من القصص الشعبية الخيالية.
    O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü ve bir şeylerin olumlu olduğunu düşündü. TED لقد رأى أحداث درامية، أثرت على حياة الآخرين و اعتقد انه شيء ايجابي.
    O gün o kumsalda her şeyi gördü. Open Subtitles لقد رأى الشئ بأكمله فى ذلك اليوم على الشاطئ
    Yüzünü gördü. Bu iyi değil. Yüzünü görmesini istemezsin. Open Subtitles لقد رأى وجهك هذا ليس جيداَ لا تريد منه رؤية وجهك
    Adam ,hayatın en kötü yanlarını gördü. Open Subtitles لقد رأى الجانب الأسوأ في الحياة و مع ذلك ظل متفائلاً.
    Cameronların evindeki vahşeti gördü. Open Subtitles كان في بيت آل كاميرون لقد رأى كيف كان الحال
    John Cameron'un evindeydi. Olan biteni gördü. Open Subtitles كان في بيت آل كاميرون لقد رأى كيف كان الحال
    Kaba seksi pek seven sarhoş bir kadın gördü. Open Subtitles لقد رأى إمرأة سكرانة تحب الجنس العنيف بشدة
    - Biliyor, kafesleri gördü. O kadar da salak değil! Open Subtitles إنه يعرف، لقد رأى الأقفاص ليس بهذا الغباء
    Biliyor zaten. Kafesleri gördü. O kadar da aptal değil. Open Subtitles إنه يعرف، لقد رأى الأقفاص ليس بهذا الغباء
    Silahı gördü ve elini montunun cebine koydu. Open Subtitles لقد رأى المسدس، ومع ذلك وضع يده داخل سترته
    Dünyada olup bitenleri gördü ve bunları bir şarkıya aktarabilme yeteneğini kullandı. Open Subtitles لقد رأى ما يجري للعالم و لقد كانت لديه القدرة لتقطير الحدث إلى أغنية
    Gazla saldırıların fotoğraflarını görmüş ama bence bir anlam taşımıyor. Open Subtitles الغاز لا يُضايقُني إطلاقا. لقد رأى صورا لحالاتِ إصابة بالغازِ هذه الصور لا تعْني أيّ شئَ لي.
    Hayatta çok şey görmüş, bense görmedim. Open Subtitles و لقد رأى الكثير من الحياة التى لم أراها
    Çocuklar Calvera'nın üç adamını görmüş. Atları vadide. Lee. Open Subtitles لقد رأى الصبى ثلاثة من رجال كالفيرا الخيول بالقرب منا
    O kadar çok kan ve sefalet görmüş ki ve bunların hiçbirini bu kadar çok sevdiği eve getirmek istememiş. Open Subtitles .لقد رأى الكثير من الدماء و المحن .ولم يكن يريد أن تأتي كل هذه الدماء والمحن إلى بيته العزيز
    Daha iyi günler de görmüştü. Open Subtitles لقد رأى أيام أفضل من تلك.
    Hal'a sor, bütün hafta babamın yazılarına baktı burada. Open Subtitles حسناً، اسألي (هال) لقد رأى خط أبي طوال الأسبوع
    Benim gördüklerimin aynısını gördü. Bende tesir bıraktığı kesin. Open Subtitles لقد رأى نفس ما رأيت وبالتّأكيد ذلك ترك انطباعًا في.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد