Bu ülkede özgürlük için senden daha çok kan döktü. | Open Subtitles | لقد سكب دماء في سبيل الحرية أكثر ممّ ستفعل أنت |
Bu adam içkisini üstüme döktü, ve bana amcık deme cesaretini gösterdi. Ben birşey söylemedim! | Open Subtitles | لقد سكب هذا الرجل الشراب علي ثم سبني بالساقطة |
Boğazından içeri sıcak lateks döktü ve kalıbını çıkardı. | Open Subtitles | لقد سكب "اللايتكس" الساخن في حلقه وصنع قالبا. |
Baloncukları döktü. | Open Subtitles | لقد سكب المحتويات |
Birisi ahıra sızıp zavallı hayvanın üzerine benzin dökmüş ve saman yığınına yaktığı kibriti atıp kaçmış. | Open Subtitles | شخص غريب دخل إلى هذه الحظيرة لقد سكب عشرين لتراً من الوقود على المخلوقات البريئة رمى عود ثقاب مشتعل على كومة من القش |
Oraya da sülfürik asit dökmüş. | Open Subtitles | لقد سكب حمض الكبريتيك هناك ايضا |
Farid her yere çamaşır deterjanı döktü. | Open Subtitles | لقد سكب (فريد) منظف غسيله في جميع أنحاء الغرفة. |
Bilgisayarıma kola döktü. | Open Subtitles | لقد سكب "صودا" على حاسوبي |
Lee üzerine şampanya döktü. | Open Subtitles | لقد سكب "لي" الشمبانيا عليه. |
Şarabı üzerine dökmüş, cüzdanını evde unutmuş... | Open Subtitles | لقد سكب الشراب عليها، ونسي محفظته |
Portakal suyunu dökmüş. | Open Subtitles | لقد سكب عصير البرتقال |