| Başından beri bunun ne hakkında olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | لقد علِمت عن ماذا كان الأمر منذُ البِداية |
| Şerifler tarafından tutuklanacağını biliyordu. | Open Subtitles | لقد علِمت بأنك كنتَ ستعتقل عن طريقِ الشرطة. |
| biliyordu. biliyordu. | Open Subtitles | لقد علِمت لقد علِمت. |
| Bunu çekerken çok özel bir şey olduğunu düşünmüştüm, bunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد علِمت ذلك عندما إلتقطتُها لقد كان هناك شيئ مميز فيها |
| Evet, biliyordum,fakat ne fark eder? | Open Subtitles | أجل, لقد علِمت, لكن ما يشكلّه ذلك من فرق؟ لقد فُزنا. |
| Neler olduğunu tam olarak biliyordu. | Open Subtitles | لقد علِمت ما يحدث بالضبط |
| Dean Deluca'da çalıştığımı biliyordu. | Open Subtitles | لقد علِمت أنن عملت في (دين و دي لوكا). |
| - Tabi ki biliyordu. | Open Subtitles | - بالطبع لقد علِمت . |
| Böyle tepki vereceğini biliyordum. | Open Subtitles | حسناً، لقد علِمت بأنك ستتصرف هكذا. |
| Lanet olsun. Bunun yanlış hamle olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | تبا، لقد علِمت انها خطوة خاطئة |
| Alıntı yaptığını biliyordum! | Open Subtitles | لقد علِمت ان هذا تمهيداً لشيء ما |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 