Yapacağını söylemişti fakat yapmadı. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه سيفعل ذلك و لكنّه لم يفعل |
Bu tarafa doğru yelken açacaklarını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه سيُبحر من هذا الإتجاه |
İsyanımızın bedelini ödeteceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه سيجعلنا ندفع ثمن تمرّدنا |
O, telefonu aldıktan sonra, esrarengiz çağrılar aldığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه بعد أن حصل على الهاتف الخلوي بدأ بالحصول على الإتصالات الغريبة |
Neyse, ikinizin çok rahat ve iyi olduğunuzu düşünüyormuş sonra da güneş doğar doğmaz gideceğini söyledi. | Open Subtitles | على أية حال، لقد قال بأنّه ظننكما كنتم تلقائيين ولطيفين جدا وبعد ذلك قال بأنّه سيترك الشمس تصعد قريباً |
Ama sizin orada kaldığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه كان بعيداً عن مكانك مع ذلك |
Benim Manga'da kalmam için bir yol bulmaya çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد... لقد قال بأنّه سيفعل ما يُمكنه، لكي يحاول ويجد شيئًا من وراء هذه الحالة، لـ يُبقيني في فرقة الإنقاذ. |
Bunu yapmayacağını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه سيتجاوز هذا |
Verdiği bilgide, bir şeyle temas kurduklarını söyledi. | Open Subtitles | و من خلال تقريره. لقد قال بأنّه تشابك مع شيء. |
İyi bir intiba bırakmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه يود أن يترك إنطباعاً . جيد |
Viran Vadisi'nden geçeceğimizi söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه علينا أن نعبر مِن خلال وادي الخراب |
Hepimizi tutuklamaya hazırlandığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه يقوم بالإجراءات من أجل القبض علينا |
İşinin bir kısmını bana devredebileceğini söyledi. Yani... | Open Subtitles | لقد قال بأنّه سيبيع لي قطعةٌ من أعماله لذا... |