| Akşam yemeğinde evde olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتي أنكِ ستكونين في المنزل لتناول العشاء |
| Anne, onu cam bir kavanoza hapsettiğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | أمي، لقد قلتي أنكِ حبستيه في وعاء زجاجي، صحيح؟ |
| Bir keresinde teknede yaşamak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتي أنكِ تريدي أن تعيشي في قارب. |
| Oyuna geri dönmek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتي أنكِ تريدي أن تعودي إلى اللعبة |
| Şey, bana bir daha uçmak istemediğini söylemiştin, ben de... Hayır, söylemedim! | Open Subtitles | لقد قلتي أنكِ لا تريدين الطيران، لذا... |
| - Onu bulacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتي أنكِ ستجدينه. |
| Mutlu olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتي أنكِ سعيدة. |
| Biltmore'da kaldığını söylemiştin ama işte buradasın. | Open Subtitles | لقد قلتي أنكِ ستقيمين في فندق (ذا بالتيمور) ومع ذلك، ها أنتِ هنا |
| -Ondan ayrılacağını söylemiştin. | Open Subtitles | - لقد قلتي أنكِ تنفصلين عنه |