Her neyse, uzun lafın kısası erkek arkadaşım ve ben açık açık konuştuk ve kıyafetlerini bundan sonra çamaşır sepetine koymayı kabul etti. | Open Subtitles | على كل حال، لإختصار القصه تحدثت أنا وحبيبي من قلبٍ لقلب و لقد وافق على أن يضع ملابسه في سلة من الأن فصاعداً |
Seni de çiftlikte işe almayı ve ben uzaktayken üreyen sürümü bölüşmeyi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على إستضافتك و ان يقسم معك الأرباح اثناء غيابي |
Hayati müdahaleyi kabul etti ama bir | Open Subtitles | لقد وافق على العملية الجراحية لإنقاذ حياته و لكن |
...VICAP'in (*) anketine katılmayı kabul etti. | Open Subtitles | نعم، لقد وافق على الاشتراك فى استجواب الشرطة |
Bizimle görüşmeyi kabul etti ama içeri girmeyi başarsam bile beyni tam bir kara kutu. | Open Subtitles | لقد وافق على مقابلتنا لكنّنا حتى لو دخلنا منزله فدماغه صندوقٌ أسود مقفل |
En önemlisi buraya gelmeyi kabul etti. | Open Subtitles | و الأكثر أهميه ، لقد وافق على المجئ إلى هُنا |
Üçlü yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على الانخراط بعلاقة ثلاثية معنا على كل حال |
Malzemelerin birçoğunu bana sattığı fiyatın altında geri almayı kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على شراء اغلب معداته اللتي باعها لنا بفرق سعر قليل |
Şimdi 20 yıllık sessizlikten sonra, Max Morris ilk kez görüşmeyi kabul etti. | Open Subtitles | الآن بعد عشرين عاماً من الصمت، لقد وافق على أوّل مُقابلة له. |
Vakalarda bana danışmanlık yapmayı kabul etti zan altında olduğu cinayetleri incelemeye devam edersem tabii. | Open Subtitles | لقد وافق على تقديم مشورته إليّ بصدد القضايا إذا واصلت التحقيق في الجرائم المتهم بارتكابها |
Stockton eroin işini size vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على إعطائكم نصيباً من تجارة الهيروين في ستوكتن |
Vehm'e son bir para aklayıcısını öldürtmeyi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على منح الجماعة مُهمة أخيرة تتعلق بغسيل الأموال |
- Sana bir şans daha vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | ؟ لقد وافق على إعطائك فرصة أخرى |
Bayan Frome'un evinde bulduğum tornavida üzerindeki parmak izlerini araştırmayı kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على فحص البصمات الموجودة على مفك وجدته بمنزل سيدة (فروم) |
Evet, sanırım ödenek vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | نعم, لقد وافق على تمويله.. أظن ذلك |
Kişisel ziyaretleri kesmeyi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على التوقف عن الظهور كشخصية |
Bütün talepleri kolayca kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على مطالينا بكل سهولة |
Kendi parasından 10,000 livre yatırmayı kabul etti ve ben de Karayipler'in karşısında tütün tarlaları kuruyorum. | Open Subtitles | لقد وافق على الاستثمار ... 10,000من ماله الخاص وانا سأقيم مزارع التبغ في جزر الأنتيل. |
Seninle bir saat içinde okul civarında görüşmeyi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على المقابلة جانب المدرسة |
İstifa etmeyi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على التنحي عن منصبه ماذا؟ |
Tatil iznini onayladı ama pek de mutlu değildi bu konuda. | Open Subtitles | لقد وافق على عطلتك و لكن غير سعيد بذلك. |