Şu Pentagon brifingini aldım. Uçaklar üslerine dönmemiş. | Open Subtitles | لقد وصلني معلومات من وزارة الدفاع أن طائراتنا لن ترجع إلى قواعدها |
Başkan'ın askeri harekatı durdurduğuna dair bir mesaj aldım. | Open Subtitles | لقد وصلني خبر أن الرئيس ألغى الهجمات العسكرية |
- E-mailini aldım. - Buraya geleceğini sanmazdım. | Open Subtitles | لقد وصلني بريدك لم أظن بأنك سوف تأتي هنا |
Evet, ruh tahtasına bir mesaj daha geldi. Yardım etmeliyim. | Open Subtitles | أجل، لقد وصلني نداء آخر في اللوحة الروحانية، يجب أن أساعده |
İsteklerin sesli ve net olarak geldi, bu nedenle buradayım. | Open Subtitles | لقد وصلني صوتكِ عالياً و بوضوح، لذلك أتيت إليكِ |
Onbaşı Finn'le ilgili e-postanızı aldım. Sicilini görmüşsünüzdür herhalde. | Open Subtitles | لقد وصلني ايميلك عن العريف فنس وكل شـيء مذكور في تقريره |
Az önce, Başkanın savaş uçaklarını havalandırdığını haber aldım. | Open Subtitles | لقد وصلني للتو بأن الرئيس قد أمـر بإسـتعداد الصواريخ المقاتـلـه |
Sahadaki takımdan haber aldım. | Open Subtitles | لقد وصلني الخبر من فريق العمليات لتوه، شقة الهدف مؤمنة |
Evet, e-postanı aldım. Konuşmamız lazım. | Open Subtitles | نعم، لقد وصلني بريدك الإلكتروني علينا أن نتحدث |
Az önce acil çıkış merdivenlerinin yakınlarında ayak izlerinin bulunduğu haberini aldım. | Open Subtitles | لقد وصلني أنّ رجال الشرطة قد وجدوا آثار أقدام.. بالقرب من سلم الطوارئ الذي يقود إلى سطح المبنى. |
Bu arada gönderdiğin paketi aldım. | Open Subtitles | . أوه بالمناسبة ، لقد وصلني الطرد الذي أرسلتيه إلي |
Az önce bir video aldım. Videoda yapmamam gereken bir şey yapıyorum sanırım. | Open Subtitles | لقد وصلني فيديو تواً، أعتقد أنني أقوم فيه بأفعال لا ينبغي علي القيام بها |
Buradan 100'e yakın tatil rotası aldım ama böyle bir yerin olacağı hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | لقد وصلني أكثر من 100 مسار رحلة من هذا المكان، لكني لم أتصور أبدًا أنه موجود بالفعل |
Baba, az önce komik bir e-mail aldım! | Open Subtitles | أبي لقد وصلني هذا البريد الإلكتروني الجذل |
İlçe Afetle Mücadele Birimi'nden bir telefon aldım. | Open Subtitles | لقد وصلني للتو اتصال من .وحده المقاطعه للاستجابه للكوارث |
Seni gördüğüme sevindim. En son sigorta tazminatı geldi. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً برؤيتك لقد وصلني حالاً تعديلات التأمين النهائية |
Komutanım, Savunma Bakanından hava saldırısı onayı geldi. | Open Subtitles | سيدى, لقد وصلني توثيق امر الضربه الجويه من وزير الدفاع |
Birkaç gün önce 600 kg'lik... bir teklif geldi. | Open Subtitles | لقد وصلني إتصال قبل عدة أيام يسأل إذا كان بإمكاني شراء 600 كيلو |
Estetik cerrahtan telefon geldi, bir iptalleri olmuş o yüzden beni yarın sabah araya sıkıştırabilirlermiş. | Open Subtitles | انا لقد وصلني الان اتصالاً من جراح التجميل لقد حدث لهم الغائاً في احد المواعيد لذا هم يستطيعون ادخالي في صباح الغد |
Bu haber az önce geldi. Kumandan ve Jet Akımı yoldalar. | Open Subtitles | " لحظة لقد وصلني خبر أنّ القائد " " والطائرة النفاثة في طريقهم الى هناك " |
Demin tüm katlar için ateş, terörist saldırıları ve Cloverfield filmindeki canavarlara karşı bir adet acil durum kat görevlisi atanması gerektiğiyle ilgili bir yazı geldi. | Open Subtitles | لقد وصلني للتو مذكرة.. تقول أنه على كل دور في المبنى أن يخصص ضابطاً للطوارئ في حال الحريق هجمات إرهابية ، وحوش حقول البرسيم |